" Güveni bir kez sarsmak onu sonsuza kadar kaybetmek demektir ..."
Sabahın ilk ışıkları perdeden sızıp gözlerime vurduğunda huysuzca kıpırdanmıştım yerimde. Açmadığım gözlerimle el yordamıyla komodinin üzerindeki telefonumu arıyordum. Sonunda bulup elime aldığımda gözlerimi kırpıştırarak açmaya çalıştım. Saati gördüğümde gözlerim fal taşı gibi açılmıştı. Saat 1'e geliyordu.Tamam dün gece eve geç gelip yatmıştım fakat bu saate kadar da uyuduğum hiç olmamıştı. İyice salmıştım kendimi. Bu kadar da uykucu olunmazdı. Yataktan apar topar kalkıp banyoya doğru yol aldım. Kısa bir duş alıp kendime gelmek istiyordum.
Kafeye gitmem gerekiyordu. Saat 1'de gidiyor akşam 10.00'da dönüyordum. Her ne kadara ihtiyacı olmasa da Duru da benimle birlikte çalışıyordu. Akşama kadar çalışıyor fakat eğlenceli vakit geçirdiğimiz için pek yorulmuyordum. Duru ise zaten babasının kafeteryası olduğu için oldukça rahattı. Yaptığım her telaşta beni de bu rahatlığa davet ediyordu. Onun bu haline gülmeden edemiyordum.
10 dakikada hazırlanıp aşağı inmek çıkışa doğru yürüdüm . Yarım saatim vardı ama zaten kafe çok yakındı . Acele etmeme gerek yoktu.
Merdivenleri bitirip aşağı indiğimde kapıyı açmamla Ayaz ile burun buruna gelmem bir oldu. İrkilip iki adım geri gitmiştim. Ayaz da bunu beklemiyor olacak ki o da geri gitmese de olduğu yerde kalmıştı.
Onu görmeyeli 2 ay olmuştu. Sakalları hafif uzamış ne zaman görsem dik olan omuzları çökmüştü. Gözlerinden yorgunluk akıyordu. Kızarmış hareleri mavilerime dokundu. Elalarının derinliğinde boğulacakmış gibi hissettim o an . Daha fazla orada duramayarak yanından geçip gidecektim ki
"Kumsal..."dediğini duydum arkadan. İsmimi ağzından bu şekilde duymak ürpermeme neden olmuştu. O kadar yorgun çıkmıştı ki sesi nedenini bilmediğim bir şekilde içim acımıştı .
Arkamı dönmemiştim ama yürümeye de devam etmiyordum. Bir şey söylemesini bekliyor gibiydim. Sustu ... Sustu ...sustu .Tam yürümeye devam ediyordum ki tekrar duydum sesini "Bana bunu yapma. böyle geçip gitme yanımdan . O - o sesini esirgeme benden . Kırgın bu gözler bana değmeden geçip giden gözlerine ... Mavilerine... Görmüyor musun ? Hiçbir şey sormadan sadece inansan bana olmaz mı? " dedikten sonra ben sessizliğimi sürdürürken tuttuğu bileklerimi yavaşça bırakıp içeri girmişti .
Kalbim yerinden çıkacaktı adeta . Nefes alamıyor gibiydim aynı zamanda . Bu da neydi şimdi . Onunla konuşmamam ya da ona bakmamam neden bu kadar etkiliyordu onu . Biz ...biz iki yabancıydık sadece . Bana inan demişti . O günden bahsediyordu . Ama bunun nasıl bir açıklaması olabilirdi ki.
Bana inan ...
Ne kadar düşünsem de sorularıma cevap alamayacağımı bildiğim için orada daha fazla durmayıp çalıştığım kafeye doğru yürümüştüm. Gittiğimde Duru aniden boynuma atlamıştı. Anın hızıyla düşecekmiş gibi olsam da Duru beni tutup düşmeme izin vermemişti . Ah bu kız ve deli halleri...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Geçmişe Mahkum
Fiksi Remaja" Onlar öldü. İki kelime , bir cümle ." ... "Ama Ayaz b-ben çocukluğumun katilini bile bilmiyorum. " ... " Ve unutma her karanlığın ardında bir ışık olduğu gibi her aydınlık da bir karanlığa gebedir. " "Her gölge kaybolmaya mahkumdur ." ... "Ruhumu...