Bu...bu dünkü o çocuktu. Dün yolda karşılaştığım ve yetimhaneye geç kalıp üstüne geceyi dışarıda geçirmeme sebep olan çocuk. Gözlerime inanamamıştım. Tamam bu olağanüstü bir durum değildi ama onunla burada karşılaşmayı hiç beklememiştim. Acaba takip ediliyor muyum diye düşünmeden edemedim ama sonra
"Ne saçmalıyorsun Kumsal çocuk burada oturuyor. Sus artık. " diye söylenen iç sesimle kavgaya tutuşmuşken adını hala öğrenemediğim çocuk yüzünü bana döndü ve yüzünde belli belirsiz çok da uzun sürmeyen bir şaşkınlık ifadesi yakaladım ama o kadar kısa sürdü ve yüzü hemen sonra ifadesiz bir hal aldı ki görüp görmediğim konusunda şüpheye düştüm.
Şu an bana ukala bir tavırla bakıyordu. Zaten dağınık olan saçlarını yolasım geldi o an. Beni baştan aşağı inceledikten sonra tekrar yüzüme döndü .
O yapıyorsa ben neden yapmayayım deyip karşımdaki odunu incelemeye başladım . Ah Pardon çocuğu. Üzerinde sporcu atleti altına da gri bir pijama giymişti. Alnından ve kollarından akan tere bakılırsa evden çıkmadan önce spor yapıyordu. Kol kaslarına takıldı gözüm . Onlar da neydi öyle.
Bizim odun yemiyor içmiyor spor yapıyordu sanırım. Kol kaslarına çok fazla baktığımı hissedince çocuğun yüzüne döndüm.
Onun gözleri ise saçlarımdaydı.
Uzun ve kestane rengi olan saçlarımı salık bırakmıştım . Salaş takılmayı seviyordum. Saçlarımın bu halini de...
Okadar derin bakıyordu ki tuhaf hissettim bir an .
Benim ona baktığımı fark etmiş olmalı ki hiç bozuntuya vermeden saçlarımda olan gözlerini gözlerime dikti . Ben o sonunda konuşacak diye sevinirken deminden beri elinde olan ama benim yeni fark ettiğim çöp poşetini kapının önündeki kutuya atıp içeriye yöneldi.o konuşmuyor madem ben konuşayım demiştim ki kapıyı kapatmaya yeltendi. Tam o sırada elimi kapının kulpuna atıp kapatmasını engellemek istemiştim ama kapı elime çarptı ve acı bir çığlık attım.
Çok fazla canım yanmıştı. Neyse ki çabuk çekmiştim de parmağımı kopmaktan kurtarmıştım .Ama bu şu an acı içinde kıvrandığım gerçeğini değiştirmiyordu. Çocuk sesimi duyar duymaz kapıyı tekrar açtı ve fırlarcasına çıktı evden. Öyle ki iki adım geri gitme gereği duydum .
Neden bağırdığımı anlamak istercesine beni baştan aşağı taramaya geçti. Kapının çarptığı elimi tuttuğumu gördü ve hemen çekip aldı elimi avuçlarının içine .
Neye uğradığımı şaşırmıştım Öyle ki elimin acısını bile bir an unutmuş gibi oldum .
"Kızım sen manyak mısın bir şey söyleyeceksen ağzını neden kullanmıyorsun . Parmağının haline bak . Ya daha kötü bir şey olsaydı. Dikkat etsene biraz. Canını çok yaktım mı ?"
O böyle nefes almadan konuşmasını bitirdikten sonra cevap vermem için beklenti ile suratıma bakıyordu. Ben ise pür dikkat karşımda benim için bu kadar endişelenmiş olan odun dediğim çünkü hala adını bilmediğim çocuğa bakıyordum .
Snırım konuşmayı unuttum biri bana nasıl konuşuluyordu söylesin yoksa rezil olacağım .
"Hey böyle hayran hayran suratıma bakmaya devam edersen canının acımadığını düşünüp içeri gireceğim."
dedikten sonra ciddi bir ifade ile bana bakmaya devam ediyordu ve kapıyı açtığından bu yana çatık olan kaşları görevini kusursuzca sürdürüyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Geçmişe Mahkum
Fiksi Remaja" Onlar öldü. İki kelime , bir cümle ." ... "Ama Ayaz b-ben çocukluğumun katilini bile bilmiyorum. " ... " Ve unutma her karanlığın ardında bir ışık olduğu gibi her aydınlık da bir karanlığa gebedir. " "Her gölge kaybolmaya mahkumdur ." ... "Ruhumu...