Gece geç yattığım için uyandığımda saatin epey geç olmasıyla hazırlanıp hemen çıkmıştım iş için . Bugün kendimi çok yorgun hissetsem de Duru 'nun Görkem ile buluşmak için yardımıma ihtiyacı vardı. Onu yalnız bırakamazdım.Henüz yarım saat kadar bir zamanım olduğu için yürümek istemiştim. Başımı önüme iyiymiş dalgın dalgın yürüyordum. Dün olanları düşünüyordum . Ayaz'ı , hastalığını ve lanet olsun ki o adamı gözlerimin önünde öldürmüş olmasını...
Düşüncelere dalmışken yolun ortasında yürüdüğümü unutup, üzerime doğru gelen arabayı son anda korna sesiyle fark etmiştim . Anın şokuyla yerimden kımıldayamamıştım.
Direksiyondaki adamın yan koltuğunda oturan adam kafasını camdan çıkarmış eliyle çekilmem için işaret ediyor bir şeyler söylüyordu fakat ben hiçbirini duyamıyordum . Arada kısa bir mesafe kalmışken gözümü sıkıca kapatıp adeta ölümümü beklemiştim. Fakat aniden belime dolanan ellerle gözlerimi açmak zorunda kalmıştım.
Ayaz elleri belimde beni hızlıca kendine doğru çekmiş kurtarmıştı . İkimiz de nefes nefese kalmış bir şekilde birbirimize bakıyorduk . Aramızdaki mesafe yok denecek kadar azdı. Belimdeki elleri öyle sıkıydı ki bir daha hiç bırakmayacakmış gibi hissettim. Yüzlerimiz arasındaki mesafenin azlığından nefeslerimiz birbirine karışıyordu.
Nefesimi düzene soktuktan sonra daha fazla bu şekilde kalmak istemediğim için belimdeki kollarından kurtulmak için hamle yaptım fakat başarısız olmuştum . Ayaz kollarını daha da sıkı sarmıştı . Bir kez daha hamle yapıp yine başaramayınca sinirlenmeye başlamıştım.
" Ayaz bırakır mısın ?" sesimle birlikte uzun süredir mavilerimin ta içine bakan gözlerini kırpıştırmış, sonra ise ellerini önce gevşetmiş sonra ise tamamen çekmişti .
Belimdeki ani boşlukla bedenimi bir ürperti esir almıştı . Fakat hemen toplarlanmıştım.Üzerime çeki düzen verdikten sonra elim, Ayaz beni hızla çekerken dağılan kestane rengindeki saçlarıma gitmişti . Üzerimden çekmediği gözleri bu sefer saçlarımı bulmuştu. Düzelttikten sonra nereye koyacağımı bilemediğim elimi kolumdaki çantamın kollarında tutmuştum .
Ayaz bir süre sonra gözlerinde saçlarımdan çekip gözlerime kenetlemişti. Elleriyle zaten dağınık olan saçlarının arasından geçirdikten sonra aldığı derin nefesle göğsü kabarmıştı.
" Ya bir şey olsaydı . Ya çarpsaydı o lanet araba sana ha . Söylesene Kumsal. Neden çekilmedin. Ben ... Ben gelmeseydim öylece duracak mıydın . " Sinirle ellerini her zaman olduğu gibi saçlarından geçirmişti . " Ya sana bir şey olsaydı Kumsal ..." Acı çeker gibi bir yüz ifadesiyle söylemişti son söylediğini . Bu kadar endişelenmesinin sebebi neydi ? Anlamıyordum .Bu düşüncelerimi sonraya saklayarak cevap vermek istedim . Ama yeterince yorulmuştum bu durumdan ve üstelemek istemiyordum .
" İyiyim ben ... Bir şey olmadı . Kurtardığın için de teşekkür ederim ." Söylediğim şey ile uzun süre yüzüme bakmış başını sallamıştı. Bir şey söylemek istiyor fakat söyleyemiyor gibiydi . En son karar vermiş olacak ki yere indirdiği elalarını mavilerime çıkardı .
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Geçmişe Mahkum
Roman pour Adolescents" Onlar öldü. İki kelime , bir cümle ." ... "Ama Ayaz b-ben çocukluğumun katilini bile bilmiyorum. " ... " Ve unutma her karanlığın ardında bir ışık olduğu gibi her aydınlık da bir karanlığa gebedir. " "Her gölge kaybolmaya mahkumdur ." ... "Ruhumu...