Bazen herşeyi, her anı yaşamak için eğlenceli kılmak gerekiyordu. Bende tam o zamandaydım. Şimdi Selim'in başka bir eve gizli girdiğini öğreniyordum. Amcayla ve arkadaşlarımızla kırmızı bir eve girdiğimizde evin sıcaklığı bedenimi ısıttı. Hava sıcak olduğu halde burası biraz daha sıcaktı. Evin içine girdiğimizde evin içindeki merdivenlere çıkıp oturma odasına adımladık.
"Kanka şimdi bu Selim'in ne işi var burda?"diye soru sordu Çisem.
"Kanka bende bilmiyorum." dediğimde kafasını sallayıp oturma odasına girdik ve Selimle ilk göz göze geldiğimiz andı.
"Geçin çocuklar."dedi Amca içeri geçip bej renkteki koltuklara oturduk.
Aradan biraz zaman geçtiğinde merdivenlerden büyük bir ses geldi. Siyah şalvar, beyaz üst ve başında yazmasıyla bir genç kadın odaya adımlamıştı. Arkasından yaşlı amca geldiğinde bu deminki adamın kopyası gibi birşeydi.
"Selim. Selim sen ne yaptın?" diye fısıldadım. Selim'in yanında oturduğum için sesim ona direk ulaşmıştı.
"Ben bir şey yapmadım ama,"dediğinde derin bir nefes alıp verdi." bak kankacağım ben bir şey yapmadım. Sadece süt içmek için samanlığa girmiştim o kadar. "dedi Selim sanki çok normal bir şeymiş gibi birde anlatıyordu.
"Evet gelelim sizin bu arkadaşınızın bizim samanlığımızda ne işi olduğuna." dedi Yaşlı amca, yağmur sözü aldığında ben sadece hemen burdan gitmek istiyordum.
"Amcacığım bizim arkadaşlarımız bir hata yapmış. Kusura bakma." dedi Yağmur sakin sesle.
"Ne demek kusara bakma. Bu arkadaşınız bizim ineklerimizin sırtına çıkıp 'neh bana süt ver.'demiş ben şimdi ne diyeyim he uşağım."dedi Yaşlı amca, sanırım Karadenizli' ydi.
"Tamam sen ne dersin odur. Ama biz artık kalkalım." dedi Toprak artık oda gitmek istiyordu.
"Peki madem şimdilik bir şey demiyorum ama bir daha kızımla seni görmeyeceğim." diye uyardı Yaşı amca.
Herkes tamam onayı verdiğinde evden çıkıp bir taksi çağırıp otele geri döndük. Tam içeri giricektik ki giremedik. Sizde ne belalıymışsınız.
"Yağmur acar, Toprak sezgin, Can devran, Fatih asmalı, Selim yaldız, Çisem demirtaş, Destina özgürel, Deren durulmaz kişiler burda mı?" dedi Polis bey, herkes kafasını salladığında polis konuşmasını kaldığı yerden devam etti. "Bizimle geliyorsunuz."dedi Polis bey.
Ben şoktan birşey diyemedim ama Çisem polis beye bağırdığında işler çığırından çıkmıştı. Ben ve kızlar başka arabaya binerken erkekler diğer arabaya binmişti. Ne kadar süre sonra karakola geldik bilmiyordum. Ama sanırım burdan uzun bir süre çıkımıyacaktık onu biliyordum.
İçeri geçip bizi nezarethaneye atıp kapıyı kilitlediler ve gittiler.
"Oyyy anam nezarethaneye demi düşücektim." diye isyan eden Selim'e baktım.
"Anam beni alıcak odama kitleyecek. Sonra beni açlıktan susuzluktan bırakacak tabi bende öleceğim." dedi Can, ben artık bir şey demiyorum. Susmuştum.
"Ana ana beni kurtar ana." diye bağırdı Selim.
"Tadı kaçtı bu işin musin, at o silahı teslim ol." dediğinde Selim ona "Sen benim yaramı ye." dediğinde kimseden beklenmeyen bir şey yaptım. "Sus be terbiyesiz." dediğimde herkesin yerdeki bakışları bana dönmüştü. "Olur olur yeriz yeriz." dedi Can. Herkes durmuş bizim yaptığımız şeyi gülüyorlardı.
Kaç saat oldu bilmiyorum ama bir polis gelip kapı açıp" Serbestsiniz."dediğinde herkes çıkmış Selim polis beye 'gözüm üstünde' bakışı atıp saçlarını savurup çıkmıştı. Tabi saçı olmadığını sonra fak etmişti. Polis bey yukarı bakıp sabır dilerken ben çıkmıştım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Karabiberim |Texting|
Teen Fiction"Beni nasıl yendin?" dediğimde, güldü. "Benimle oynarken dikkatini vermiyorsun." dedi, ve topu sektirdi. "Ben sana basketbol'da, beni nasıl yendiğini sormuyorum." dediğimde, sektirdiği topu eline alıp,karşımda durdu. "Neyi soruyorsun?" dediğinde, el...