3.1

153 11 0
                                    

Arkamı döndüğümde ağzım açık kalmıştı. Beyin fonksiyonlarım yitirmişti.

"Sana herşeyi anlatacağım tamam mı?" dedi, yüzüne boş boş baksam da başımı salladım.

"Tamam. Şimdi gitmem gerekiyor." dedim, başını salladığında merdivenlerden indim, binanın kapısını açıp çıktım.

Derin bir nefes alıp verdim. Eve geleseye kadar içim içimi yedi. Kapı zilini çaldığımda, annem kapıyı açmıştı.

İçeri girip ayakkabılarımı çıkardım, terliklerimi giydim.

"Nerden geliyorsun Destina?" diye sordu annem, bir ajan edasıyla.

"Dışarı dolaşmaya çıktım anne." dedim, nefes alarak.

"Bu sıraları hep bir dışarı çılıyorsun da." dedi annem, sonra aklına bir şey gelmiş gibi. "Kız yoksa şu bana anlattığın 2 yıllık aşkına kavuştun mu?"

Hee kavuştum anne. Nur topu gibi damadın oldu.

"Yok anne kavuşamadım daha." dedim merdivenlerden yukarı çıkarken.

"Bana haber ver tamam mı annem." dedi, anlayışlı sesiyle. "Ben senin her zaman yanındayım. Ne karar verirsen ver, ben hep senin yanındayım birtanem."

"Yanımda olduğun için ve benim annem olduğun için teşekkür ederim."dedim, annem bana bakıp başını yavaşça salladı.

Annemin hakkını asla ödeyemezdim. Bana bu zamana kadar her dediğimi, her istediğimi almıştı. Babam olmadığı zamanlarda hep annem bizim yanımızda olmuştu. Annem işi yettiği zaman çalışırdı. Bazen restorantta bazense bulaşacıkçı da çalışıyordu. Ben ona hem olucağımı hemde çalışacağımı söylemiştim. Ama annem bana 'Bir daha böyle birşey duymayacğım.' dediğinde susmuştum. Ablam ise kaç defa okulu bırakmak istemiş ama annem nuh dedi peygamber dememişti.

Yukarı çıkıp odama girdim. Sıkıntıyla nefes alıp verdim. Çok küçükken omuzlarıma binmişti ağırlık. Babam bizi bırakıp gitmeseydi annem bu kadar perişan olmayacaktı. Çalışma masasına oturup ders çalıştım. Son zamanda dersleri biraz kaçırıyordum. Konu anlatımı dinledim, test çözdüm. Sonra not tuttum. Gözlerimi not tutmaktan çektikten sonra saate baktım. Saat 17.24 olmuştu.

Oturduğum yerden kalktım. Odamdan çıktım, merdivenlerden indim. Mutfağa geldiğimde ablam yemek yiyordu. Ablama kısaca bakıp kahve yapmak için kettle çalıştırdım. Su kaynadığında bardak çıkarıp nescafeyi bardağın içine boşalttım. Suyu bardağa koyduğumda, geri yerine koydum. Çay kaşığı alıp karıştırdım. Bardakla birlikte mutfaktan tam çıkacağım zaman ablamın sesiyle durmak zorunda kaldım.

"Özür dilerim." dedi, sesi üzgün çıkıyordu. "dediklerim için, sana bağırdığım için." dediğinde, birşey demedim. Ona omuzumdan bakış atıp mutfaktan çıktım.

Odama girdiğimde bardağı çalışma masasına koydum. Sandalye ye oturup kahvemden yudum alıp, yudumladım.

Saat geç olduğunda kahvem bitmişti. Pijamalarımı giyip yatağıma yattım. Telefonumu şarja takıp, telefonu komodine koydum.

Gözlerimi yumup, herşeyin bitmesini diledim.

Odada tiz bir ses yankılandığında gözlerimi açtım.

"Ne oluyor ya sabahın köründe." dedim, seslice. Telefonu komodinden aldığımda üzerinde koskocaman yazısıyla çisem yazıyordu.

"Alo?" dedim, sesim boğuk çıkmıştı.

"Derse gelmiyormusun?"

"Bunun için miydi?"

"Bunun içindi. Gelmiyor musun?"

"Geliyorum."

Yataktan kalkıp ofladım. Elimi yüzümü yıkayıp,üstümü giydim. Çantamı akşamdan hazırladığım için aldığım gibi odamdan çıktım. Bugün neden böyle olmuştu, anlamamıştım. Annem uyuduğu için haber not yazıp, ayakkabılarımı giydim ve evden çıktım. Okula gidesiyle kadar müzik dinledim.

Sınafa girdiğimde Çisem, Fatih ve Selim sırada konuşuyorlardı.

Yanlarına gittiğimde sıra oturdum ve  onlara döndüm.

"Eee ne konuşuyorsunuz?" dediğimde, Fatih bana bakarak bağırdı. İrkildim.

"Bugün hava çok güzel!" diye böğürdü sayın arkadaşım eşşek.

Kaşlarımı çatıp."Ne oluyoruz, ne bu neşe?" dediğimde, omuzunu silkti.

"Bu salak bugün aşırı derece mutlu,"dedi Selim, ayağa kalkıp Fatih'in yanına gittiğinde elini Fatihin yanağına koydu." Söyle beybebeğim,şekerim, aşkom neden bugün mutlusun? "

Fatih Selim'in elini çekip saçlarını karıştırdı. Fatih, Selim'in yaptığı şeye bile kızmamıştı. Biz ona bakerken kendisi bir şey deneyerek sırasına gitti. Hoca sınafa girdiğinde ayağa kalktık. Kısa bir konuşma olduğunda oturduk. Hoca ders sayfalarımızı açmamamızı istediğinde açtık.

"Hocam size bir şey sorabilir miyim?" de Selim. Hoca gözlüklerini gözlerine iktirip dikkatle dinledi.

"Evet sorabilirsin çocuğum." dediğinde, Selim kalemi dikkatle döndürüp hocaya baktı.

"Şimdi hocam. Bu matematik dersi neyimize yarayacak? Peki onu geçtim bu zor konu sınavda çıkacak mı?" dediğinde, sınıftan gülme sesleri geldi.

Hoca kaşlarını çatıp. "Evladım sen benimle dalga mı geçiyorsun?" dediğinde, Selim kaşlarımı hayır anlamında oynattım.

"Dalgamı. Geçiyorsun. Canım." dedi, Facebookta yaşlı amcalar gibi yazarak ama söylemişti.

"Çabuk dersimden çık!" dediğinde, sınıfta ölüm sessizliği olmuştu.

Selim ilk önce ne diyeceğini bilmedi sonra ağlamaya başlamıştı. Hoca birden ayağa kalktığında Selim korkmuştu, sanırım planı işlendiğini düşünmüştü hocanın ama tamda istediği gibi olmuştu. Hoca, yanına gidip Selim'e lavobaya gitmesini söylemiş ve derse devam etmişti. Bu hocadan hiç haz etmezdim. Derse başlandığında kapı çalınmış ve içeri Selim girmişti.

Ben böyle oyunculuk görmedim.

"İyi misin evladım?" diye hoca tahta kalemi masaya koyup Selim'in yanına gitti. Selim'e baktığımda gözü kıpkırmızı olmuştu.

"İyiyim hocam." dedi, sesi ağlamaktan kısık çıkmıştı. Fatih'e baktım, ağzı O şeklinde açılmış olanları izliyordu. Çisem'e baktım, gururla bakıyor birde gözünle saniyede bir göz kırpıyordu.

Ben bu delilerin arasında ne işim vardı?

Sanki sen deli değilsin.

Ne yapmışım ben Allah aşkına.

1. Mesaja şarkıyla giriş yapman hadi şarkıyla giriş yaptın. Neden Karabiberim şarkısı.

2. Salak gibi Yağmura astımını söylediğinde.

3. Yağmurun evine girdiğinde YANLIŞLIKLA telefonu unutman.

4. Evde deli deli dans ettiğinde anne sana 'Bu kız benim çocuğum olmaz' bakışı attığında.

Bende ne çok deliymişim yav. Ders öyle böyle bitmişti. Okuldan çıkarken Selim gülmeye başlamıştı.

"Oğlum amma gerizekalısin sen ya." dediğinde, birkez daha kahkaha kopardı.

Çisem kaşlarını çatıp."Neye gülüyorsun?" diye sordu. Selim ona bakıp sırıttı.

"Bu gerizekalı," dediğinde elini tırnak işareti yapıyor gibi yapmıştı. "Derenle sevgili olmuş." dediğinde, gözlerimi şaşkınlıkla açtım.

"NE!"

Karabiberim |Texting|Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin