2.4

206 13 0
                                    

Merhabalar!

Yeni bölüm yeni heyecanlar demek. Bu bölümde neler olucak bakalım.

Lafı çok uzatmadan bölüme geçiyorum...

Oy ve yorumlarınızı bekliyorum. Okuduktan sonra alt kısmında görüşürüz.

İyi okumalar dilerim...
____________

Bir elimdeki telefona birde aynaki yüzüme baktım. Neler yapacağımı gerçekten bilmiyordum. Yağmur uyandığında kesin telefonu kaybettiğini ya da deli olduğunu düşünecekti. Salak gibi o eve girip Yağmur'un telefonunu alıp bakmıştım. Yaptığım çok yanlış bir hareketti. Elimdeki telefonu bırakıp sıkıntıyla derin bir nefes aldım.

"Destina sen niye onlara uyuyorsun ki. Yapmayacaktın hiç. Selim ve Can'ı suçlama, hepsi senin yüzünden oldu. Gitmeseydin bunlar olmayacaktı."
dedim kendi kendime konuşarak. Bir anda annem odamın kapısını açıp etrafı gözlerinle gezdirip bana baktı.

"Aferin odan temiz, hep böyle olsun."dedi ve kapıyı kapatıp gitti. Kendimle başbaşa kaldığımda ne yapacağımı bilmiyordum. Yağmur'un evine gittiğimiz gün elimdeki telefonu gördüğüm gün ben ne yapacağımı bilmiyordum. Sonra Can ve Selim bir yolunu bulmaya çalışmışlardı.

"Hee şöyle yapalım. Şimdi telefonu bana ver, bende telefonu ona veririm. Ama bana derse'telefonum sende ne işi var' derse o zaman orasını düşünemiyorum."demişti. Bende mantıklı bulmuştum ama sonraki söylediği olmamıştı. O yerden umutsuzca ayrılmıştım. Ne yapıp ne edip bu telefonu Yağmura vermem gerekiyordu.

Aradan zaman geçti. Dakikalar ama bende tık yoktu. Sonra
bir anda aklıma gelen planla, planımı yapmaya başladım. Siyah kutunun içine telefonu ve kart alıp yazı yazmaya başladım.

Yazıyı yazdıktan sonra kartı siyah kartona koydum. Siyah üstü, siyah kot pantolan giyip siyah kutuyu alıp odamdan çıktım. Anneme birazdan geleceğime söyleyip evden çıktım. Yağmur'un evine gelesiye kadar aklım, aklımı yemişti. En sonun apartmana girip merdivenlere çıktım. Kapının önüne geldiğimde derin bir nefes alıp verdim.

"Sakin ol." dediğimde, son bir kez kendime sakin ol deyip kutuyu kapının önüne koydum. Zile basıp merdivenlerden koşar adım indim. Alt kata geldiğimde biraz bekledim. Sonunda kapı açılmıştı.

"Kim bıraktı acaba?" dedi bir kadın, bu Yağmur'un annesiydi. Burda durmayıp apartmandan çıktım. Yağmur kesin bugün koşmaya gitmişti.

Ya da spor salonuna gitmiş olması gerekiyordu. Ben bugün okula gitmiş, soluğu evde almıştım. Bugünde böyle geçip bitmişti. Eve geldiğimde üstümü çıkartıp, üstüme pjamamı giydim. O sırada telefonuma mesaj gelmişti. Telefonu elime aldığımda Karabiberim yazısını görünce kalbim, ve ellerim ona mesaj almak için heyecandan titremeye başlamıştı.

Karabiberim: Demek telefonumu sen aldın.

Karabiberim : Ne yaptın çok merak ediyorum.

Karabiberim: Açıkçası evime nasıl girdin onu daha çok merak ediyorum.

Karabiberim: Ve bu soruları sorarken gerçekten ciddiyim. Artık o Yağmur şuan yok.

Karabiberim: Sana inanıyorum diyorum ama sana yine yapacağını yapıyorsun.

Karabiberim: En sevmediğim şey neydi benim anonim.

Karabiberim: Herşeyimi bilen bu bilgiyide bilir öyle değil mi?

Siz yazıyor....

Karabiberim |Texting|Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin