Herkese yeni bir bölümden merhabalar!
Bölüm bu sıraları okunma oranı nedense azalmaya başladı. Güzel yazmaya çalıyorum ama demekki olmuyor.
Neyse iyi okumalar...
🐝
"Yazarın Ağzından"
Akşam yağmur yağmaya başladığında sokakta kimsecikler yoktu. Hava o kadar soğuktu ki herkes evlerine kapanmıştı. Sokak lambasının ışığı hafiften yanıp söndü. Yıldızlar bu gece gökyüzünde değildiler. Genç kız boş sokakta yürürken düşüncelerin içinde öyle sisli bir hal almıştı ki nefesi yetmeyecek zanetti. Dar sokaktan geçerken, bu hayatta nelere bedel olduğunu düşündü.
Dar yoldan geçerken sonunda arkadaşlarının yanına gelmişti. Yani arakdaşlarıysa. Genç kız kapşonu çıkartıp saçlarını savurdu.
"Beklettin mi?" diye sordu ifadesizce. Arkadaşlarından kızıl saçlı kız. "Hayır bekletmedin. Bizde daha yeni gelmiştik." dediğinde, genç kız başını salladı. İçlerinden genç adam ellerini cebine sokarak,"Neden bu kadar geç kaldın?" diye sorma gereği duymuştu. Halbu ki o kimseydi genç kız için. Genç kız kaşlarını çatarak,"Sana bu soru sorma gereğini kim soruyor?" dedi soru sorar gibi. "Sen benim kimsemsin. O yüzden kimsem olarak bana bir şey soramazsın." dedi. Genç kız ileri gitmiyordu, tamda doğru yola gidiyordu. Böylelerle takılırdı çünkü kafa dağıtmaya ihtiyacı vardı. Ama sınırı geçtiğindeyse ne eğlencesi kalırdı nede kafa dağıtma kafası dayanırdı.
Gergin havayı dağıtmak isteyen esmer kıvırcık saçlı kız ve adının Elzem olduğunu söyleyen kız. "Hadi gidelim artık." dediğinde herkes gitmek istedikleri yere adımladılar. Bu grupta 6 kişi vardı. 3 kız 3 erkekti. Hava kaçtı bilmiyorlardı, ne yapacaklarını nereye gideceklerini çok iyi biliyorlardı ama. 6 kişilik çete grubu siyah giyinmiş tiplerle boş sokakta yürürken biri anları takip ediyordu. Tabi kimsenin ruhu bile duymuyordu. Grup, içeri girdiğinde sesler havada nidalandı. Çok severlerdi onları herkes. Kim sevmezdi ki? İçeri girdikleri an o andı.
Alkış sesleri, ışıklar, ıslık sesleri herşey kötüydü, ama onlara iyiydi. Bu kötü çamurda herkes kötüydü. Onlar çamura batmıştı, mahvolmuşlardı ama yapmaktanda geri kalmıyorlardı. Odaya geçtiklerinde, "Abi ben yine yapamayacağım galiba." dedi endişeyle. Abi dediği kişi bu çetenin bir yaş büyüktü. "Yaparsın koçum. Daha geçen yaptın bu gecede yaparsın." dedi gaz vermek için. Aslında gaz vermiyordu, geçen çokta güzel yapmıştı.
Kızlar erkekleri izlemek için gelmişlerdi. Onların bir sorunu yoktu. İçeride sigara içmek yasak olmadığı için genç kız elini cebine atarak bir paket sigara çıkararak bir dal sigara aldı. Sigarayı iki parmağına sıkıştırarak iki dudağına arasına yerleştirdi. Çakmağı alarak yaktı sigarayı hiç acımadan. Sigara ateşle birlikte yanarak yok etti, küle çevirdi. Sigaranında canı acıyor muydu böyle yanarak? Yoksa oda mı acıya alışmıştım böyle kül olmaya? İçersen adlar seslendi, alkışlar koptu.
"Kaybetmek yok koçum." dedi çetenin baş lideri Eriz. Geç kız sigarayı içine çekerek, "Kolaysa kendin yap. Söylemesi kolay." dedi üflerken. Eriz arkasına dönerek başı dik gibi duran genç kız'a baktı.
"Bence senin bu sıralı çok mu dilin uzadı ne?" diye sordu alayla. Genç kadın sıratarak, "Patronuma çekmişimdir." dedi, tekrardan sigarayı üfleyerek sigarayı bitirdi. Ordan ayrılararak herkesin hücüm ettiği yere gitti. Bir anda bir baskı hissettiğinde, "Eriz bırak. Eğer bırakmazsan yüzüne okkalı bir tokat atarım." dedi sinirle. Sinirle arkasını döndüğünde şaşkın ifadesiyle genç adamı gülümsetti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Karabiberim |Texting|
Teen Fiction"Beni nasıl yendin?" dediğimde, güldü. "Benimle oynarken dikkatini vermiyorsun." dedi, ve topu sektirdi. "Ben sana basketbol'da, beni nasıl yendiğini sormuyorum." dediğimde, sektirdiği topu eline alıp,karşımda durdu. "Neyi soruyorsun?" dediğinde, el...