~S.Y. 15. Bölüm🌹

254 13 11
                                    

Medya: Yıldırım Pamir

"Yaptıkların ile ilgili bir haber bekliyorum senden derken ne anladın?"

" Sabah şirkette anlatırım diye aramadım. Saat fazlasıyla geç olmuş durumda."

Gözlerini sinirle devirdi.

"Ne yaptığını hemen bilmek istiyorum."

Uykulu gözlerimin mahrumluğu bir defa daha esnememe sebep olduğunda ona arkamı dönüp yürümeye başladım. Koltuğumun kenarına oturup dosyayı önüne doğru ittirdim. Kafamı kaldırıp yüzüne baktığımda dikkatle beni izliyordu. Adımlarını yavaşça benden tarafa atarak yaklaştı ve izin dahi almadan yanıma kuruldu.

Aramızdaki mesafeyi birkaç santim açarak yeniden kuruldum. Leptopu kucağıma alırken bir yandan da dosyayı açıp inceleyen Yıldırım'a baktım. Dosyayı önüne almış içindeki kağıdı büyük bir ciddiyetle açmış inceliyordu. Onu rahat bırakmak amacıyla yeniden leptopa döndüm ancak  uykum artık hiç de direnebileceğim boyutta değildi. Ekranın parlak yüzüyle kapanan gözlerim birdaha açılmadı ve ben direkmen Yıldırımın omuzlarına düştüm.

Yıldırım'dan:

İçimi patlatacak kadar sıkan bu Derin yoğun hisler de neyin nesiydi. Kafamı olumsuz anlamda sallarken dudaklarıma bir kez daha kurulmuş olan Ranayı kendimden uzaklaştırdım.

"Başkalarının sana karşı saygı duymasını sağlamak için bir şeyleri göz ardı ediyorum! Kesinlikle sana karşı olan sinirimin geçtiğini bile Düşünme! Yaptığın hatayı yapan başka biri olsaydı gerçekten direk olarak kovulmuştu."

Gözlerinin ardına buğulu bir hava verdiğinde kafamı olumsuz anlamda salladım. Ona karşı ne yapabilirdim hiç bilmiyorum? Asansöre doğru yürüdüğümde arkamdan seslenmesine tepkisiz kaldım. Asansör tuşuna basıp bekledim.

Rana Hızla önüme geçip beni durdurdu ve herhangi bir erkeği etkileyecek kadar yoğun duygularla gözlerime bakıp dudaklarıma kuruldu.

Rana gibi umursamaz davranmıyordum. Ya da bu kız ilk defa beni etkilemiyordu? Peki ya neden? Neden ona karşı bu şekildeydim? Alt dudağımda tarifsiz bir acı oluştuğunda aralanan dudaklarım artık benim de karşılık vermemi sağladı. Ellerine aldığı elimi yavaşça beline yaklaştırıp beni başka yönlerden de tahrik etmeye çalıştığında lanet olası asansörü beklemeye başladım. Kesinlikle bu şeyi durdurmam gerekiyordu.

Katta durduğunu belli eden asansör ile birlikte hızla ayrıldım.

"Hadi gidelim. Bugün yoğun bir gündü."

Ayrıldığım için düşen yüzü bir anda güldüğünde asansöre binip zemin kattı tuşladım. Aklım ve kalbimin ağırlığı altında eziliyordum. Bir yanlışlık vardı. Kurulu düzenimde tek bir yanlışlık vardı. Göz ucuyla bedenini bana yaslanmış Ranaya baktım.

Siktir, onu bırakamazdım! Geçmiş beynime işgal etmeye başladığında kesin bir dille bunu red ettim. Aynı şeyleri kendime Bir kez daha hatırlatıp zarar vermeyecektim. Rana korumam altındaydı ve ne olursa olsun ona zarar verecek hiçbir şey yapmayacaktım. Asansör durduğunda açılan kapılarından Rananın elini tutarak indim. Ancak başka bir elin sıcaklığı aklımdan çıkmıyordu. Bütün bedenim başka bir insanı keşfetmek için çırpınıyordu. Gözlerimi öfkeyle kısıp Rananın binmesine yardımcı oldum ve Kendi tarafıma geçtim.

Kapısının önüne geldiğimde şaşkınlıkla yüzüme baktı.

"Sana gideceğimizi sanıyordum."

Dudaklarını büzdüğünde iç çektim.

Siyah Yalanlar Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin