~S.Y. 19. Bölüm🌹

259 13 6
                                    

"Dünya hanımlar da buradaymış. Acaba her deliğe girdikleri gibi burada da ne arıyorlarmış?"

Bu kadına istediği şeyi verip onun o saçma iticiliği ile herhangi bir diyolağa gitmeyecektim. Boş konuşmalarını kesinlikle kendine saklamalıydı. Zaten az birşeycik saygısı varsa burasınının bir cenaze evi olduğunu bilirdi. Parmaklarımın hala daha Doğanın şişik olan karnındaydı ve bu muazzam şeyi bırakmak istemiyordum. Kesinlikle!

"Bebişim. Ah pardon kocacığım. Orda herşey yolunda mı? Burda herşey yolunda."

Kahkaha atarak gülmeye başladığımda diğerlerinin de bana katılması hoşuma gitmişti açıkçası. Demekki kimse onu takmıyordu. Şimdi defolup gidenilşrdi.
Öyle değil mi?

"Sen beni duymuyor musun?!"

Giderek umursanmamak sinirini bozuyor olacak ki sesi yükseliyordu. Bu defa karşılıksız kalmak istemedim çünkü anlamış olduğum üzere kendi bazı şeylerin önemini anlamayacak olgunlukta Bulunuyordu.

"Rana uzaklaşır mısın? Gerçekten şuan keyif alıyoruz ve bunu bölmen en son istediğim şey."

"Sen kim olduğunu sanıyorsun?"

Sinirlenen bedenimi gizlemeye çalıştım. Sesim yükselirse ters tepki yapıp kendi sesini kısacak ve kim gelirse gelsin bu kadar şahitte rağmen Onun haklı olduğuna inanacaktı. Tabikide böyle bir şeyi kabul edemezdim. Şimdi sakinliğimi korumam gerekiyordu.

Ne kadar sakin olmaya uğraşsam da bunu becerememiş koltuktan kalktığım gibi Ranaya yürüyüp dibinde durmuştum. Üstünlük sağlıyordu ancak gerilemesi bile bazı şeylerin cevabıydı! Kendini toparlayıp yüzüme baktığında konuşma gereği duydum. Buradan biran önce gitmesi gerekiyordu.

"Sana buradan hemen git ve bizi rahat bırak dedim. Sen de benim kim olduğumu mu sorguluyorsun? Bence gayet iyi biliyorsun. Sana saygı duymak zorunda olmayan tek kişiyim. Şimdi defol burdan. Canımı daha fazla sıkma."

"Ahahaha! Canın mı sıkılıyor küçük sürtük? Ne kadar eğleniyorum oysa ben?"

O bana sürtük mü demişti? Ben onun gözünde o seviyede miydin Tanrı aşkına ne saçmalıyordu bu? Kendi pisliklerini başkalarının üzerine atarak temizlenemezdi! Bu defa sakin kalmaktan artık çok uzaktaydım ve cevap vermek için ağzımı açmıştım ki Doğanın ince sesi kulaklarımı doldurdu. Hayır, Rananın derdi benimleydi buna dahil olmasını istemiyordum.

"Dünya ve ben, senden rahatsız oluyoruz. Artık gider misin?"

Dönerek alaya aldığı Doğaya baktı. Umarım aklımdan geçen salak saçma o cümleyi kurmazsın. Umarım!

"Sende kimsin? Dünyayı ezdiğim gibi istersen seni de ezeyim bö-"

Tahmin ettiğim şey oldu ancak onu susturan o kalın ve sinirli tok ses kesinlikle bana ait değildi.

"RANA!"

Arasın gür sesi kulaklarımı doldurduğunda az önce ne kadar sinirimi belli etmesem de sessizce bizi keyifle izleyen Taha ve Boranın seri Bir şekilde toparlanıp ayağı kalkmasını sağladı. Doğaya yönelip hızla ayağı kaldırdıklarında bakışlarımı onlardan çekerek bahçeden yürüyen adamı buldu. Aras öyle sinirli ve öfkeliydi ki, bu durumu Ranaya göstermekten kesinlikle çekinmiyordu. Nefret dolu gözlerini biraz önce dili papuç olup şimdi ise korkuyla çenesini kapatmış Rana hanımın üzerine kenetledi.

"Ar-Aras Be-Bey..."

"Birdaha tekrarlasana benim eşime söylediklerini."

"O- o bayan sizin eşiniz mi?"

Siyah Yalanlar Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin