Medya: Yıldırım Pamir
Buğra da birkaç dakika sonra peşimden geldiğinde gülümsedim. İyi bir çocuğa benziyordu. Bana kısa Bir bakış atarak oturdu.
"NE oluyor lan burada yine?"
Çocuklar sanki büyük bir olay aksiyon macerası üçlüsünü kaçırmış gibi öyle heyecanla konuya girdiler ki, ben bile yaşadığım, gördüğüm olayın birebir aynısı yaşadım.
"Siktirrr! Peki Rana nerde? Yıldırım abi ne yaptı?"
"Git buradan dedi."
Bunu bende şaşkınlıkla dinledim. Ne yani dümdüz bir tavırla git mi buradan demişti?
"Bu kadar mı yani? Sadece git mi buradan dedi?"
Çocuklar omuz silktiler. Aynen bu şekilde düz bir ifade ile Ranayı evinden mi kovmuştu Yıldırım. Peki neden bu saniyelik de olsa yine bir kez daha kalbimi tekletmişti?
"Tanıştın mı Buğra Dünyacık ile."
"Evet su içerken yakaldım."
Gülmeye başladığımda bana eşlik etti. Doğa geldiğinde izin isteyerek gitmem gerekiyordu. Aile ortamları fazlasıyla güzeldi ancak burası bir cenaze evi olduğu için fazla da rahatsızlık vermek istemiyordum. Bahçeden güzel görüntüsü eli karnında bana doğru ilerleyen ve yüzündeki gülümseme ile herşeyin yolunda olduğunu gördüğüm Doğa bize doğru yaklaştı.
"Ne kaynatıyorsunuz bensiz?"
Sessizce köşeye sinmiş daha tanımadığım bu adama laf atasım gelmişti.
"Buğra ile evlenme planları yapıyorum."
Buğra gözlerini bana devirirken işte Arkadaş diye geçirip ona dil çıkardm. Sanırım Buğra ile arkadaşlık yapabilirdim. Fazlasıyla hoş ve karizmatik biriydi. Umarım bir kız arkadaşı yoktur ve düşündüğüm bu teklifi yanlış anlamazdı. Bu aile çiftlerini iyi seçiyor diye geçirdim içimden. Birbirlerine sıcaktı herkes. Rana hariç tabikide. Sanırım bir tek Yıldırım hatta yapmıştı. Her neyse bu konu beni ilgilendirmiyordu.
"Bence yakışırsınız."
Doğadan destekleyici bir açıklama aldığımda bende aynı yüz ifadesi ile Buğraya döndüm ve tek kaşımı kaldırarak 'Ne Dersin?' imasında bulundum. Anladığı için cevap vermekte gecikmemişti.
"Manyak mısın kızım sen."
Sorusu aniden kahkaha atmama sebep oldu ve cevap verdim.
"Haşin erkeğim. Beni 2 saatir tanıyorsun diye mi bu kadar şey ettin."
Bana bir anlık tepkisiz ve ifadesiz suratıyla baktı. Sanırım hiç de olumlu yaklaşmıyordu. Ancak şakalaştığımı bildiği hâlde böyle çekingen davranmasını anlayamamıştım doğrusu.
"Siktir Siktir!"
Tahanın sesiyle hızla ona döndüm. Diğerleri de benden farksızdı. Diğerlerinin aksine o şoka girmiş gibiydi ve bakışlarını bir yere odaklamıştı. Bakışlarını takip etme kararı aldım ve bende baktığı yere döndüm. İki bayan bize doğru ilerliyordu. Anlayamamıştım. Neden böyle şaşırıyorlardı? Kimdi ki bu bayanlar? Aklıma sorular hücum ettiğinde bir ses daha duydum.
"Siktir lan!"
Bu defa da Buğradan gelmişti ve o da öteki bahçeye aynı şaşkınlıkla bakıyordu. Bu defa da oraya döndüm ve gülerek bize yaklaşan Aras ve Yıldırım'ı gördüm. Umarım herşey Yolunda ilerlerdi. Tepkilerine bakılırsa bu kadınlar olmamaları gereken bir yerde gibilerdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Siyah Yalanlar
Genç Kız EdebiyatıAŞKI ÖLÜMSÜZ BİR DİLİ ANLATIYOR, AH TANRIM! BEN ONSUZ ÖLÜYORUM GİBİ. KALBİM RUHSUZ, BEDENİM CENNETSİZ... Salak mıyım ben senin gibi bir adiyle iş yapayım?" "İltifatların çok yaratıcı güzel bayan. Ama bunlara ihtiyacım yok. Sadece benimle iş yapmayı...