(Han'ın ağzından)
Felix'in evinden geldiğimden beri Minho'nun resmini yapmaya başlamak için ilham perimi arıyordum ama hiç bir yerde yoktu. Odamın tam ortasında öylece duran bembeyaz tuvalin karşısına oturmuş elimde fırçayla gelecek ilhamı bekliyordum. Yanlış anlamayın aklımda sayısız çizim vardı ama hiçbirini yapmayı istemiyordum. İlham perimin beni hiç bu kadar beklettiğini hatırlamıyorum..
Derin bir nefes alıp fırçayı yerine bırakmış ve sinirden odanın içinde dört dönmeye başlamıştım. Yaklaşık yarım saattir çizim yapmaya çalışıyordum ama olmuyordu.. Kafayı yemek üzereyim.. Tam elime telefonu almış Minho'ya onu çizemeyeceğimi yazacaktım ki çalan kapının sesi tüm dikkatimi oraya vermeme sebep olmuştu.. Az sonra kapının açılma sesi ve alt kattan konuşma sesleri gelmeye başlamıştı..
- Jisung Ga On burada!
Duyduğum isimle kapımı açıp alt kata seslenmiştim.
- Hyung odama gelir misin?
Onun fikrini almalıydım.. Yoksa çıldırıracaktım. Biraz sonra kapım açılmış ve Ga On hyung belirmişti.
- İzin günümdeyim.. Hadi seni dışarı çıkartayım..
Dedikleriyle bana gülümserken endişeli bakışlarımı fark edip kaşlarını çatıp konuşmasına devam etti;
- Bir sorun mu var?
- Evet.. hemde büyük bir sorun! İlham perimi bulamıyorum... Sinir krizi geçirmek üzereyim hyung!Kapıyı kapatıp yanıma gelmiş ve önce boş tuvale bakıp sonra da bana dönmüştü.
- Resim mi çizemiyorsun? Bu gerçekten garip işte..
Evet garipti.. hemde sinir bozucuydu! Daha önce hiç resim yapmak için ilham perimi bu kadar beklememiştim.
Kendimi yatağıma atıp yastığımı kucağıma almış ve derin bir nefes alıp karşımda boş tuvali inceleyen adama doğru konuşmuştum;
- Sınıfta bir çocuk var... Resmini yapmamı istedi! Ama olmuyor..
Konuşmamla beraber gözlerini bana çevirmiş anladım der gibi başını sallamıştı.
- Belki yüzünü falan unutmuşsundur.
Minho'nun yüzünü unutmak mı? Bu imkansızdı!
- Hayır Hyung, gayet iyi hatırlıyorum. Sanırım ona yapamayacağımı söylemeliyim ama kesin bana sinirlenecek. Zaten bana sinirlenmekten başka yaptığı bir şey yok ki..
- Seni rahatsız mı ediyor yoksa?
Endişeli bakışlarıyla sorduğu soruyla başımı olumsuz anlamda sallamış ve kucağımda ki yastığı yerine bırakıp boş tuvalin önüne gitmiştim;
- Hayır sadece biraz... Nasıl desem.. garip biri.. Yaptığı yaptığıyla uyuşmuyor.. Önce resmini çizmemi istiyor sonra da ben yokmuşum gibi davranıyor. Gözlerine bakmamdan rahatsız oluyor sonra da niye bakmadığımı soruyor.. Sürekli emirler veriyor hiç rica etmiyor... Madem bana emirler veriyorsun tehditler ediyorsun o zaman bari beni yok sayma.. Sinir bozucu derecede garip biri..
- Sana emirler vermesi mi seni sinir ediyor yoksa seni yok sayması mı?
Söylediklerimle beraber bana gülerek imada bulunurken kaşlarımı çatıp ona dönmüştüm..
- Ne?
- Sanırım senin ilgini çekmiş bu çocuk..
Sözleri dudaklarından dökülürken gözlerim yaptığı imayla olabildiğince açılmış ve onunkilerle buluşmuştu;
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Gözlerinde Saklı CENNET'im •Minsung/Chanlix
Fanfic"Pekala! Madem ki Minho için her şeyi yaparsın, o halde geber ibne! Oğlum için kendini öldür ve onun senin gibi bir ibne olup hayatını mahvetmesine izin verme! Minho'ya bir iyilik yap ve kendini öldür!" "Hayır! Ben Minho'ya bir iyilik yapıp, seni bi...