( Han'ın ağzından )
- Han?...Minho senin yanında mı?
Aklım almıyordu... Neler döndüğünü anlayamıyordum.
- Evet ama sen?
Üzerimde ki şok hala etkisini sürdürürken bir süre sesi kesildi sonra da nefes alıp konuştu;
- Anlatacağım merak etme.. Nerdesiniz?
- Benim evimde..
- Tamam geliyorum.
Ga On hyung telefonu kapatmıştı ama hala büyük bir şok üzerimdeydi.. Neyin içindeydim? Neler dönüyordu?
Yaklaşık 15 dakika boyunca oda da dört dönüp mantıklı bir açıklama düşünmüştüm, sonunda telefonum çalmaya başladı. Arayan Ga On Hyung'du. Çağrıyı onaylar onaylamaz konuştu;
- Aşağıdayım, kapıyı açar mısın? Geç oldu kimseyi uyandırmayayım.
Onu onaylayıp telefonu kapattım ve odanın kapısını yavaşça açıp alt kata indim. Dış kapıyı araladığımda karşımda ki adamı içeri aldım ve kapıyı kapattım.
- Nerede?
Minho'dan bahsettiğini anlamıştım. Sesi oldukça endişeli çıkmıştı.
- Benim odamda.
Sözlerimi bitirir bitirmez odama çıktık. Kapıyı açıp içeri girer girmez olduğu yerde kalakaldı. Odamın kapısını kapattığımda yavaş adımlarla yatakta ki çocuğun yanına gidip yavaşça yanına oturdu. Endişesi yüzünden belli oluyordu.
Yaklaşık beş dakika boyunca onun saçlarını okşamıştı.. Bense öylece onları izlemiştim. Aklımda milyon soru vardı ama kardeşi için ne kadar endişeli olduğunu gördüğüm için endişesinin geçmesini bekledim. Çünkü ne hissettiğini iyi biliyordum.
- Biliyor musun? Bugün annemin ölümünden sonra ilk kez benimle konuştu..
Ga On hyung konuştuğunda birden irkilip ona döndüm. Öylece Minho'ya bakıyordu. Yüzünde belli belirsiz acı bir gülümseme vardı.. Derin bir nefes alıp gözlerini ondan çekip benimkilerle buluşturdu. Gözleri dolmuştu ama bana içten bir şekilde gülümsüyordu.
- Bana doktoruna gideceğini söyledi... Yaralarını saracağından emin olduğu bir doktora gideceğini söyledi buraya gelirken... Onun sen olabileceği aklımın ucundan geçmezdi.
Sözleri kalbimin hızlanmasına sebep olurken Ga On hyung'un Minho'ya ne olduğunu bildiğini anlamıştım. Bu yüzden konuşmak için dudaklarımı araladım;
- Neler oluyor Hyung? Ona ne oldu? Ve sen nasıl-
- Bu günün geleceğini biliyordum...
Sözümü kesmiş ve tekrar Minho'ya dönerek sözlerine devam etmişti;
- Aklın karışmış olmalı... Cevaplar istiyorsun biliyorum.
Ona başımı olumlu anlamda salladığımda yataktan kalkıp yatağın alt kısmına doğru gelip oturmuş ve bana gülümseyerek koltuğa oturmamı söylemişti. Dediğini yapıp karşısında ki koltukta yerimi aldığımda derin bir nefes alıp konuşmaya başladı;
- Sana bunu anlatmayı hep istedim ama doğru zamanın gelmesini bekledim..
Ona kaşlarımı çattığımda sözlerine devam etti;
- Annem Minho'yla beni çizmeyi çok severdi... Bizi karşısına alır ve tuvalin karşısına geçip saatlerce çizim yapardı. Resimlerine hayran kalmamak elde değildi. Minho annemin çizimlerini hep saklardı.. Ta ki Bay Lee annemin ölümünden sonra onları bulup yırtana kadar...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Gözlerinde Saklı CENNET'im •Minsung/Chanlix
Fanfic"Pekala! Madem ki Minho için her şeyi yaparsın, o halde geber ibne! Oğlum için kendini öldür ve onun senin gibi bir ibne olup hayatını mahvetmesine izin verme! Minho'ya bir iyilik yap ve kendini öldür!" "Hayır! Ben Minho'ya bir iyilik yapıp, seni bi...