Hepinizi hoş geldiniz sevgili amerikanolarım ❤️ Sizi çok özledim ve sevgililer günü sürpriziniz için siz sevgililerime böyle bir hediye hazırladım...Keyifli okumalar dilerim ❤️xxxxx
( Yazardan )
- Jisung!.. Jisung.. Jisung.. Ji!!
Minho'nun sesiydi.. Yüzünde geniş sırıtış heyecanını gözler önüne sererken mutfaktaki sevgilisinin adını haykırarak koşar adımlarla merdivenlerde belirdi.
Han yaptığı yemeği son kez karıştırıp altını kapatırken Minho'nun merdivenlerden hızla indiğini gördü.
- Düşmeden önce yavaşla!
Minho salona inip hala adını haykırarak salonu gören amerikan mutfağına geldi ve heyecanla zıplayarak yemek yapan sevgilisinin etrafında dolanıp dişlerini göstererek konuştu;
- Jisung.. Jiji az önce Minho dedi.. İnanabiliyor musun? Resmen Minho dedi... Ben.. Ahh cidden!
Han birden ona dönüp duyduğu şeyle heyecanla çarpan kalbini umursamadan yüzüne tıpkı Minho gibi geniş bir sırıtış yerleştirerek konuştu;
- Ciddi olamazsın! Şaka mı yapıyorsun? Bu büyük bir haber.. Tanrım!
Minho'nun mutluluktan gözleri dolmuştu. Han onun dolu gözlerini fark edip birden ona sarıldı;
- Yıllardır bunu bekliyorsun bebeğim... Bu cidden mükemmel bir haber. Söylesene nasıl söyledi?
Minho kollarını Han'ın beline dolayıp ona kendini daha da bastırdı ve birkaç saniye durup geri çekildi. Dolan gözlerini elinin tersiyle silip yüzüne tebessüm yerleştirerek konuştu;
- Ryu min ile konuşuyorduk..ben onu görmek istedim... Ryu Min uyuduğunu söyledi ve telefonu ona çevirdi.. O kadar güzel uyuyordu ki.. görmelisin senin gibi uyurken yanaklarını şişiriyor..
Han Minho'nun heyecandan titreyen sesiyle söylediği sözleriyle tıpkı onun gibi gülümseyerek dikkatle sevgilisini dinledi. Minho'nun heyecanı her halinden belli oluyordu, elleri titriyor dolu gözlerini nereye konduracağını şaşırıyor ve yüzünde ki gülüş asla düşmüyordu..
- Sonra.. Biraz onu izledim.. Tam Ryu Min telefonu kendine çevirecekti ki o an gözlerini açtı. Öylece birkaç saniye bana baktı.. Sonrada uyku sersemliğiyle.. birden- birden konuştu. Benim ismimi söyledi Jisung.. Resmen benim ismimi söyledi. Tanrım! Benim ismim..
Minho'nun gözyaşları yanağına düşmeye başlayınca Han tekrar kollarını sevgilisinin boynunda birleştirip onu sıkıca kendine bastırdı...
Minho her zaman yaptığı gibi akşam olduğunda yetimhaneden yaklaşık 14 yaşlarında ki Ryu Min'i aramış, ona diğer çocukları sormuştu. Bunu sık sık yapardı.. Daha onlardan bir kaç saat önce ayrılmış olsa da onları sürekli merak eder, uyudular mı diye kontrol ederdi...
Tıpkı bu gece olduğu gibi..
Minho daha yetimhanede gönüllü öğretmenliğe başlamasından yaklaşık birkaç ay sonra yetimhaneye yeni bir bebek getirilmişti. Daha 14 aylıktı ve yetimhanenin en küçük çocuğuydu... Üstelik bir ismi de yoktu..
Babası annesiyle tartışmaya girmiş ve 3 yerinden bıçaklayarak öldürmüş sonra da kendi canına kıymıştı. Tabi canına kıymadan önce tüm evi ateşe vermişti.
Tek sağ kurtulan bu küçük masum bedendi..
Işıl ışıl kestane kahvesi saçları, gecenin rengini ve yıldızların ışığını almış kocaman çekik gözleri ve ay kadar parlak teni..
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Gözlerinde Saklı CENNET'im •Minsung/Chanlix
Fanfiction"Pekala! Madem ki Minho için her şeyi yaparsın, o halde geber ibne! Oğlum için kendini öldür ve onun senin gibi bir ibne olup hayatını mahvetmesine izin verme! Minho'ya bir iyilik yap ve kendini öldür!" "Hayır! Ben Minho'ya bir iyilik yapıp, seni bi...