Bu bölümü winter falls şarkısına ithafen yazdım.. Ne olur medyayı ya şimdi ya da bölüm sonunda izleyin. Çünkü bu bölümde o şarkıdan birçok söz kullandım. Bu, bölümü daha iyi kavramanıza sebep olacak. Lütfen beni kırmayın ve izleyin.. ❤️
(Yazardan)
Tam 21 saat..
Bilinci kapalı huzur dolu, karanlık ve hiç uyanmak istemeyeceği 21 saat geçirmişti Felix..
Sonra gözlerini açtı.. Açtığı ana lanet ederek...
İlk dakikalar sanki kötü bir kabus gördüğünü düşünmüş ama hastanede olduğunu anlar anlamaz beyni o kötü kabusun gerçek olduğunu idrak edip inkar aşamasına geçmişti bile.
Kolunda ki serumu ve yeni uyanmışlığını umursamayarak bütün hastaneyi ayağa kaldırmıştı.
Boş koridorlarda Felix'in dudaklarından dökülen haykırışları arasında tek bir isim yankılanmıştı..
'Chan'
Minho ve Changbin onu zar zor tutabilmiş, Han ve Seungmin'se dostlarını böyle görmenin acısı ve şokuyla yanına bile yaklaşamamışlardı. Ağlamaktan başka ellerinden bir şey gelmiyordu.
Bay ve Bayan Lee ise onu sakinleştirmeye çalışmış ama başarılı olamamışlardı.
En son birkaç hemşire gelip ona sakinleştirici yapana kadar haykırmıştı genç çocuk..
Canı öyle yanıyordu ki onu sadece kendisi anlayabilirdi.. Ne çektiğini, yüreğinin ne kadar yandığını bir o bilebilirdi.
Sonra doktor o sabah taburcu olabileceğini söylemişti.
Pazartesi sabahının ilk ışıklarında Felix'i evine getirmişlerdi. Han, Minho ve Changbin'e eve gitmelerini söylemiş Seungmin'le beraber o gün okula gitmeyip dostunun yanında kalmıştı..
Felix ne annesini ne de babasını istemişti yanında. Onları görmeye bile tahammül edemiyordu.
Tüm gün uyumuştu...
O bütün gün boyunca Felix'in odasında sadece saatin tıkırtısı duyulmuştu.. Bir de ara ara Felix'in uyandığını belli eden düzensiz nefes sesleri ve birkaç dakika sonra ağlamaya başlamasıyla oluşan küçük hıçkırıkları. Sonra da tekrar uykuya dalıyordu zaten..
Bunun dışında ne Seungmin ne de Han tek bir kelime edebilmişti. Dostlarını böyle görmek onları mahvetmişti.
O gün Chan ise evinden hiç çıkmamış kendini içkiye vermişti. Ne okula gitmiş ne de başka bir şey yapmıştı. Salonunda öylece içmişti..
Ona göre kafasının yerinde olmaması gerekiyordu bu durumu aşabilmesi için. Aşamayacağından emindi ama denemek zorundaydı..
Gözlerinde yaş kalmamıştı..
Pazar günü Felix'in hastanede olduğuna dair Minho'dan bir mesaj alır almaz direkt hastaneye gitmiş ama Felix'in ailesi onu görmesine izin vermemişti.
Her ne kadar Seungmin onları ikna etmek için uğraşsa da olmamıştı. Pazar bütün gün Felix'in bulunduğu odanın alt katında ki bekleme salonunda durmuştu.. Ara ara Minho geliyordu yanına, ona sıcak bir şeyler getiriyordu. Hastane kantinine götürüyor yemek yedirmeye çalışıyordu.
Sonra bir anda Felix'in üst kattan gelen sesini duymuştu... Kendi adını öyle acı bir şekilde bağırıyordu ki Chan o an gidip ona sıkıca sarılmak, her şeyin geçeceğini söylemek istemişti.
Ayakları titreye titreye üst kata çıktığında koridorun başında hemşirelerin koşarak Felix'in bulunduğu odaya girdiğini görmüştü. Birkaç dakika sonra da Felix'in sesi kesilmişti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Gözlerinde Saklı CENNET'im •Minsung/Chanlix
Fanfic"Pekala! Madem ki Minho için her şeyi yaparsın, o halde geber ibne! Oğlum için kendini öldür ve onun senin gibi bir ibne olup hayatını mahvetmesine izin verme! Minho'ya bir iyilik yap ve kendini öldür!" "Hayır! Ben Minho'ya bir iyilik yapıp, seni bi...