( Yazardan )- Gözlerimi yamuk çizmişsin. Baksana iki göz arasında yarım santimlik bir fark var.
Changbin eliyle çenesini tutmuş önünde ki tuvali dikkatle incelerken konuşmuştu. Han yaklaşık iki saattir onu çiziyordu ve sonunda bitirip yorgunluktan kendini yatağa atmıştı fakat Changbin'in yersiz eleştirileri sinirlenmesine sebep oluyordu. Yattığı yerden kalkıp tuvali eline alırken konuştu;
- Bırak o zaman alma!
- Tamam tamam..hemen de sinirleniyorsun. Portremi geri ver..
Changbin Han'ın elinde ki tuvali alırken masumca konuşmuştu. Han ona göz devirip yatağına oturmuş ve yastığını kucağına bastırarak, öylece tuvali hayranlıkla incelenmeye devam eden çocuğa kısık gözlerle bakıyordu.
Hafta başı gelmiş ve pazartesi tüm sıkıcılığıyla geçmişti... Her zaman yaptıkları gibi okula gitmiş ve bir sürü yoğun derse girip çıkmışlardı. Minho o gün okula gelmemişti, Han onu arayıp niye gelmediğini sorduğunda alışveriş yapmakla meşgul olduğunu söylemiş ve onu geçiştirmişti. Han son konuşmalarından sonra Minho'yla pek fazla konuşamamıştı ve üstüne kamptan sonra ki ilk gün okula gelmemesi onu huzursuz etmişti... Ama asıl huzursuzluğu onu ikna edememiş olma düşüncesiydi.. Sonuçta bu Minho'ydu ve sağı solu belli olmuyordu. Bu sebeple Han içten içe Minho'nun korkularından hala kurtulamamış olma ve onu yine bırakma düşüncesi yüzünden tedirgindi..
- Yeminle gram değişmemişsin. Önceden de bir ton laf söyler yine de yaptığım tuvali eve götürüp odana asardın. Ne pimpirikli adamsın!
Düşüncelerinden kurtulup konuştu Han..
Changbin ona gülümseyip elinde ki tuvali yavaşça yerine bırakıp kendini sandalyeye attı..- Değişmez olur muyum? Baksana kol kaslarımı nasıl da geliştirdim. Ama sen hala aynısın.. Çelimsiz Han Jisung...
Han kolunu sıkıp ona kaslarını bir gösteriş yaparmışçasına gösteren çocuğa bakıp alaycı bir ifade takındı yüzüne;
- Çelimsiz mi dedin? Bu çocuk seni tek eliyle döver Binnie...
Changbin duyduklarıyla kahkahayı basıp alaycı bir ifadeyle gülmekten ağrıyan karnını tutarak konuştu;
- Sen mi? Sen değil beni tek elinle dövmek şurdan şuraya bile hareket ettirmezsin.
Han dişlerini sıkıp ona piç gülüşü attı ve ayağa kalkıp böbürlenerek bir elini beline koyup diğer eliyle oturan çocuğa kalkmasını ister gibi el salladı..
Changbin Han'ın ne yaptığını anladığında ayağa kalkıp saten gömleğini pantolonunun içine yerleştirdikten sonra gömleğin kollarını katladı ve tıpkı onun gibi kibirli bir ifade takınıp boğazını temizleyerek karşısında ki çocuğa bir gülüş atarak konuştu;
- Dikkatli ol da bir yerin kırılmasın Jisungie.. Minho'nun yumruğunu hiç sevmiyorum. Çok sert vuruyor şerefsiz.
Han kuruyan dudaklarında dilini gezdirip tek kaşını havaya kaldırdı.
- Merak etme benimki onunkinden daha tatlıdır.
Changbin kaşlarını havaya kaldırıp pozisyon aldığında Han yüzünde ki gülüşü bozmadan hızla Changbin'e bir yumruk savurdu..
Changbin kendine doğru gelen yumrukla anında kendini yana çektikten sonra hızla bir eliyle Han'ın kolunu tutup diğer eliyle onu sırtından iterek onu yatağa doğru fırlatmıştı..
Han yatağa düşer düşmez gülüşünü bozarak dilini ön dişlerinde gezdirip bir anlık sinirle yatağa vurarak kalkmış ve kendisine gülen çocuğa doğru yeni bir atak yapmak için koşar adımlarla harekete edip onu belinden sarıp hızla duvara vurmuştu..
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Gözlerinde Saklı CENNET'im •Minsung/Chanlix
Fanfic"Pekala! Madem ki Minho için her şeyi yaparsın, o halde geber ibne! Oğlum için kendini öldür ve onun senin gibi bir ibne olup hayatını mahvetmesine izin verme! Minho'ya bir iyilik yap ve kendini öldür!" "Hayır! Ben Minho'ya bir iyilik yapıp, seni bi...