Beliz'denÇağan'ın dediğinden sonra çok sinirlenmiştim. Ona kızmamıştım benim sinirim kendimeydi. Sadece kendime. Koşar adım oradan uzaklaştım sinirimi atmam gerekiyordu.
Akademiye girdim ve pençe spor salonuna yöneldim.İçeri girer girmez kum torbasına tekme attım.
Amacım çalışmak değil, sinirimi çıkarmaktı.
Yere oturup sırtımı duvara yasladım ve derin nefesler almaya başladım.
Kapıdan biri girdi.
O kişiyi umursamadan hırsımı çıkarmaya çalışıyordum.
Gelen kişi konuşmaya başlayınca kafamı kaldırıp yüzüne baktım."Hırsın beni etkilemedi değil."
Dedi Cenk.
"Ne istiyorsun?"
Dedim sertçe.
"Sadece seni uyaracağım.
Eğer sinirine hakim olamassan rakibinden çok sen zarar görürsün."Dedi.
"Ya sinirim kendimeyse, ya kendime zarar vermek istiyorsam."
Dedim.
"Tabi ki bu senin kararın.
Ama bir pençe savaşmaktan asla vazgeçmez! sende bir pençesin savaşmaktan asla vazgeçme."Dedi.
"Lütfen şu tezahüratı yapmayın.
Çok cringe."Dedim. Gülmüştü. Ne güldü mü o?
___________________________________________________
Bu bölüm kardeslerimayber ve AvisDizi tarafından yazılmıştır.
~Elif Asya
~Zeynep
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yorgun Savaşçı / Cenk Ahriman
FanfictionAteş bacayı sardıktan sonra, kaçsan ne fayda...