Beliz'den
"B-b-bis-bis-bism-bismillahirrahmanirrahim!"Dedi Deniz.
"Hortlak!"
Diye bağırdı bora.
"Beliz..?"
Dedi Cenk.
"AAAAAA"
Diye tekrar bağırdı Deniz.
"Yaşıyorsun!"
Dedi Leya.
"OHA!"
Dedi Tuana.
"Abi bu yaşıyorsa ölen kimdi?!"
Dedi Yağız.
"Şaka gibi! kız ölümsüz ya!"
Dedi Sare.
Bir dakika ne?!
Sare'nin dediği şeyle herkes ona bakmıştı.
"Yani şey...yaşıyor, çok sevindim."
Fedi tekrardan.
He canım he bizim de anlımızda
'enayi' yazıyor zaten.Cenk ve Çağan aynı anda koşarak bana sarıldılar.
"Aşk üçgeni, en sevdiğim!"
Dedi Akel.
Herkes dönüp ona baktı.
"Salak gibi aynı anda hareket etmeyin! sinirlerim bozuldu!"
Akel'in bağırmasından sonra herkes tekrar bana dönmüştü.
"Yaşadığını bizden nasıl gizledin?!"
Dedi Çağan.
"Seni ne kadar merak ettiğimi bir bilsen..."
Dedi Cenk.
onlara ben de sarıldım. Akel ve Çağan'ın kolundan tutup kantinin ortasına getirdim.
Cenk arkamdan baka kalmıştı.
"Bu gördüğünüz kız Akel oflaz."
Diye başladım.
"Beni çoğunuz bilirsiniz zaten.
Beliz Ersöz...biz Mavi ay'ın yeni üyeleriyiz."Dedim. Akel Pençe'ye dönüp konuştu.
"Bol şans, ihtiyacınız olacak..."
Dedi ve önüne döndü.
Çağan benim kolumdan tutup beni spor salonuna getirdi.
"Ya biz ma-"
sözümü tamamlamadan bana sımsıkı sarıldı.
"Seni ne kadar merak ettik biliyor musun?"
Dedi.
"Neyse, bu konuları sonra konuşuruz."
Dedim.
"Artık beş kişiyiz!"
Dedi Deniz.
"Yanlız bir sorunumuz var..."
Dedi Akel.
"Ne?"
Dedi Leya.
"Ben ok atmayı bilmiyorum."
"Leya sana öğretir."
Dedi Çağan.
"Çağan...
Sence işi ustasından öğrenmesi daha iyi olmaz mı?"Dedi Leya.
"Offf."
"Bana bak! bende sana çok meraklı değilim. Eğer spor kulübünüzün kapanmamasını istiyorsan bana yardım etmek zorundasın. Hatırlatırım, hiç bir çıkarım olmamasına rağmen burdayım."
Dedi Akel.
"Tamam, bugün çıkışta kapının önünde bekle.
Ok atma alanına gidicez."Dedi Çağan.
"Tamam."
Dedi Akel.
Akel'den
Sonunda gerizekalılar ile dolu okulun, ilk gününün sonuna gelmiştim.
Çağan'ın dediğini yapıp kapının önünde beklemeye başladım."Üzgünüm, geciktim."
Dedi.
"Bence de üzgün olmasın. Yarım saattir bekliyorum seni burda!"
Dedim.
"Ne gıcık, uyumsuz birisin sen ya?!"
Dedi.
"Kıl olduğum insanlara karşı gıcık ve uyumsuz olduğum için kusura bakma!"
Dedim.
***
Biraz yürüdükten sonra boş bir araziye gelmiştik. Karşımda ok, yay ve atış tahtası vardı.
"Kendini hazır hissettiğinde başlayalım."
"Hazırım."
Kafa salladı ve yanıma geldi.
"Elini okun tam ortasına yerleştireceksin."
"O kadarını biliyorum."
Dedim ve elime yayı aldım. Bir tane ok yerleştirip yayı gerdim.
Elimin üstüne ve karnıma yayılan sıcaklıkla bedenim titredi...
Çağan bir elini karnımın üzerine diğerini de yayı tuttuğum elimin üzerine yerleştirmişti.
Kendisi arkamdaydı ve nefesini boynumda hissedebiliyordum."Dik duracaksın ama kendini bu kadar kasma.
Elini de biraz gevşet."Dedi.
Daha sonra eli yayı gerdiğim elimin üzerine gelmişti.
"Yayı bu kadar germen daha iyi bir atış yapmanı sağlamaz..."
Dedi ve elimi nazikçe tutarak biraz öne götürüp gevşetti.
Daha sonra iki elini belime koyup bedenimi hafif sağ tarafa çevirdi ve yayımı da biraz aşağı indirdi.
"Son olarak, ok nefesin gibi olsun...ne kadar güçlü nefes verirsen nefesin o kadar uzağa gider."
Dedi. Kendimi hazır hissettiğimde oku bıraktım.
Tam 10'dan vurmuştum.
Beliz'den
Okula çıkışında eve dönüyordum ki birinin ağzımı kapatıp beni kenara çekmesi bir oldu...
--------------------------------------------------------------------------
Bu bölüm kardeslerimayber ve AvisDizi tarafından yazılmıştır.
~Elif Asya
~Zeynep
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yorgun Savaşçı / Cenk Ahriman
FanfictionAteş bacayı sardıktan sonra, kaçsan ne fayda...