Beliz'denÇağan'la konuşurken son sözüm komiğine mi gitti, yoksa üzüldü mü? ayırt edilmiyordu.
Hava soğumuştu ve ben ince kıyafetimle dışardaydım ve ceketimi akademide bırakmıştım.
Çağan üşüdüğümü anlayınca Pençe ceketini çıkartıp bana verdi.
"Bir şey diyeceğim, bu cümlem çok klişe olacak ama. Sen üşüyeceksin?"
Dedim.
Yüzündeki gülümsemesi ile
"Ben hasta olmam ve senin kadar ince giyinmedim"
Dedi.
Aklım gülümsediğinde yanağında beliren gamzelere gitmişti.
Fazla ısrar etmeden ceketi giyindim."Hadi gidelim yoksa ikimizden biri hasta olacak"
Dedi Çağan.
Hafif gülerek ayağa kalktım."Hani hasta olmazdın?"
Dedim.
"Senin için söyledim. Ceket o kadar da kalın sayılmaz."
Dedi.
Arkamı dönüp anneme tekrar geri gelme sözü verdim.
Ev fazla uzak değildi.
Ama hava soğuktu bu yüzden koşar adım yürüyorduk.
Yol boyunca ikizde hiç konuşmadık.
Eve yakınlaşınca yine aynı araba, Fikri amca, Savaş amca ve bir kere bile görmediğim beyaz sakallı adam vardı.
Çağan adamı görünce"Baba!"
diyerek hızla adama sarıldı ben olduğum yerde kala kaldım.
Ne yani halam bunu da mı yapmıştı?
Onu bunu bırakın da bu kadının standartları ne zaman böyle düştü?
Birden gözlerim karardı ve yere düştüğümü hissettim.___________________________________________________
Bu bölüm kardeslerimayber ve AvisDizi tarafından yazılmıştır.
~Elif Asya
~Zeynep
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yorgun Savaşçı / Cenk Ahriman
FanfictionAteş bacayı sardıktan sonra, kaçsan ne fayda...