Beliz'denGözlerimi sımsıkı kapatıp ölmeyi bekliyordum. Ama bir dakika hâlâ ölmüş olmam gerekmiyor mu? Sonunda cesaret edip gözlerimi açtığımda daha ölmemiş olduğumu gördüm. Cebimdeki çakı kayalıklara takılmıştı kafamı kaldırıp baktığımda elimi uzatamayacak kadar düştüğümü gördüm. Buradan nasıl kurtulacaktım? halime ağlamayı bırakıp bağırmaya başladım.
"imdaat! kimse yok mu?! yardım edin!"
ama kimseden ses gelmiyordu.
"noldu? hâlâ kurtulamadın mı oradan?"
Yine o sesti...
"Ne istiyorsun benden?!"
"bilmem."
dedi bir dakika ne diyordu bu?
"ne diyorsun sen ya?! spor olsun diye mi beni öldürmeye çalıştın!"
Diye bağırdım.
"aslında bir bakımdan öyle ama sana küçük bir ip ucu verecek olursam; senin olan her şeyi elinden alıcam!"
Demişti. Bulunduğum yeri umursamadan sesli bir kahkaha attım.
"Benim olan bir şeyi bulursan bana da haber ver!"
Kafamı yukarı kaldırdığımda siyah kapşonuna sığmayan sarı saçların rüzgarda uçuştuğunu gördüm.
Ses yavaşça uzaklaştı. Uçurumun sonu denizde atlayabilirdim ama çakı tamamen sıkışmıştı. İpini kesmem gerekiyordu. Ama yanımda çakıdan başka kesici bir alet yoktu. Aklımdaki fikiri gerçekleştirip sıkıştığım taşların arasını yumruklama başladım. Canım acıyordu. Hatta parmaklarımdan birinin kırıldığını hisetmiştim ama yumruklamaya devam ettim. Burada duramazdım anlık gelen hırsla şiddetli bir yumruk attım. Net bilek kemiğim kırılmıştı.
Düşündüğüm gibi olmuştu taş gevşemişti ve çakı sıkıştığı yerden çıktı. Ve çıkması ile bedenim soğuk su ile titremesi bir olmuştu. Su buz gibiydi ve etraf yosunla doluydu. Yüzmeye çalışıyordum ama nafile. Kırılan parmak ve bilek kemiğim yüzünden doğru dürüst hareket dahi edemiyordum. Battıkça batıyordum..
Suyun bitimine geldiğimi ayağımı gıdıklayan yosunlarla hissettim. Yosun bacağımda dolandıkça dolanıyor, sarmaç haline geliyordu. Hemen elimin altında ben düşünce düşen taşlar vardı. En keskinini alıp yosunu kesmeye çalıştım ama yosundan çok kendi bedenimi kesiyor gibi hissediyordum. Doğru hissediyor muşum. Suyun kuvveti yüzünden yosun yerine kendi bacağıma çizikler açmıştım.
Bazı yosunlar bacağıma dolanan yosun gibi kollarıma dolanmaya çalışıyordu. Kırık olmayan bileğim ile hem onları uzaklaştırıp hemde bacağımdaki yosunla uğraşıyordum. Taş ara sıra kollarımı da çiziyordu. Ama bunlar bileğimin yanında hiç gibi geliyordu. Yavaştan uykum geliyordu. Gözlerim kapanıyordu. Ölüyordum..bunu hissediyordum. Son bir kere etrafa çaresiz bakışları attım. Belki bu en iyisidir benim için hikayem bitmiştir. Kendimi bir o kadar ve derin suya bıraktım. Son kere acı çekeceğim...
___________________________________________________
Bu bölüm kardeslerimayber ve AvisDizi tarafından yazılmıştır.
~Elif Asya
~Zeynep
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yorgun Savaşçı / Cenk Ahriman
Hayran KurguAteş bacayı sardıktan sonra, kaçsan ne fayda...