Beliz'den
Gözlerim kapanıyordu kendimi hiç olmadığım kadar rahat hissediyordum, az sonra kendimi hiç bitmeyecek olan uykunun tatlı kollarına bırakacaktım. Kendimi ölüme hazırlarken gözlerim gördüğüm ışıkla büyüdü, deniz dalgalanmıştı. Bir kol belimi sarmıştı, aynı zamanda bacaklarımda gıdıklanmalar hissediyordum biri yosunları çözüyor gibiydi. Daha fazla nefessiz kalamadım ve kendimi çok uzun bir uykuya hapsettim.
...........
Cenk'den
Beliz'i yaklaşık bir gündür arıyorduk ama hiç bir yer de bulamamıştık. Telefonumun çalmasıyla düşüncelerimi bir kenara atıp hızla telefonuma baktım. Telefon numarası bende kayıtlı değildi. Baharın aradığını düşünerek heyecanla telefonu açtım. Ses tanıdık geliyordu.
+Alo, kimsiniz?
-Cenk, Leya ben. Mavi Ay'dan.
+Noldu Leya?! Beliz'den bir haber mi var?!
-Yok...yani henüz yok. Mavi ay spor kulübünün önündeyiz hemen buraya gelmen gerekiyor.
+Tamam ben geliyorum oraya.Telefonu kapatıp hızla mavi ay spor kulübünün olduğu yere koşmaya başladım.
yaklaşık 10 dakika da varmıştım."Noldu?"
Diye bir soru yönelttim.
"Senin burda ne işin var?!"
Bunu söyleyen Çağan'dı.
"Ben çağırdım."
"Leya sen bunu neden çağırıyorsun?!"
Dedi. Neydi bu? ne saçmalıyordu yine?
"Çağan ne saçmalıyorsun sen?! ben Beliz'i merak etmiyorum mu sanıyorsun?!"
Dedim.
"Evet merak etmiyorsun! Beliz senin yüzünden kayıp!"
Dedi. Ne yapsam yaranamıyorum! Bir dakika ya! ben buna yaranmaya çalışmıyorum ki zaten.
"Asıl Beliz senin yüzünden kayıp!"
"Ben ne yaptım ya?!"
Dedi, Güldüm.
"Hayatımıza girdin mesela, onun kafasını bulandırdın!"
Dedim.
"Ya yeter artık! siz neyi paylaşamıyorsunuz?! ben yeğenim kayıp! yeğenim! hâlâ kavga ediyorsunuz ya!"
Bunu söyleyen Rüya hocaydı, haklıydı da. Çağan kafasını öne eğmişti.
"Yok bu böyle olmayacak ben polis çağırıyorum artık!"
Rüya hoca bunu söyledikten sonra elini cebine attı ama eli boş çıktı.
"Hay Allah telefonum evde kaldı."
"Alın hocam benden arayın"
Tuana bunu söyledikten sonra rüya hocaya elindeki telefonu uzatmıştı. Rüya hoca bizden uzaklaşıp konuşmaya başladı.
"Sare nerede?"
Dedi Yağız.
"bilmiyorum en son bizimle beraber mezarlıkta Beliz'i arıyordu sonra da ortalıktan kayboldu zaten."
Bunu söyleyen Tuana'ydı
"Demedi demeyin gardaşlarım ama bu kızda bir şey var."
Dedi Deniz.
"Evet, ben bile şüphelendim."
Diye onayladı Deniz'i Leya.
"Sizin şüphelerinizle uğraşacak vaktim yok, eve gidiyorum ben."
Dedi Zeynep.
"Sen niye geldin ki zaten."
Dedim. Söylediğim şeyle herkes şaşırmış olacak ki bana bakıyordu. Rüya hoca gözlerinde ki yaşı silerek yanımıza yaklaştı.
"Az önce Salih aradı ormanda Beliz'in tokasını bulmuş!"
"İşte bu süper bişey!"
Dedim.
"Beliz'in tokası olduğunu nereden biliyorsunuz?"
Dedi Bora
"Ona doğum gününde ben almıştım üzerinde 'Beliz' yazıyordu. "
"Dünyada ki Beliz isimli insan sadece bizim Beliz değil ki."
Dedi Yağız.
"Evet değil ama ormanda dolaşan Beliz bizim Beliz.''
Dedim.
"Çok saçma!"
Dedi Zeynep.
"Ya sen hâlâ neden burdasın? gitsene kızım!"
"Tuana! yeter!"
"Anca Tuana de zaten başkalarına bir şey dediğin yok Çağan! gidiyorum ben ne haliniz varsa görün!"
Tuana'dan
Başta Çağan olmak üzere herkes'e sinirliydim. Her ne kadar sevmesem de Beliz hâlâ aklımdan çıkmıyordu ama eve gitmem lazımdı. Köşeyi dönerken sare'yi gördüm. Üstündeki montu çıkarıp ellerini temizlemeye çalışıyordu biraz daha yaklaşınca ellerinin kırmızı olduğunu gördüm. Bir dakika yoksa kan mıydı o?
___________________________________________________
Bu bölüm kardeslerimayber ve AvisDizi tarafından yazılmıştır.
~Elif Asya
~Zeynep
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yorgun Savaşçı / Cenk Ahriman
FanfictionAteş bacayı sardıktan sonra, kaçsan ne fayda...