4.4

248 21 7
                                    


Beni babam yarım bırakmışken
                  Sen mi toplayacaksın?
                                       Boş versene.

                                                        Bahar

Akel'den

Ama SAHTE gülümsemem uzun sürmemişti.

Telefonumu ve kol çantamı alıp hızla evden çıktım.

Gözlerim gözyaşlarımı daha fazla taşıyamayıp bırakmıştı. Sokağın ortasında hıçkıra hıçkıra ağlıyordum. Koşarak oradan uzaklaşmaya başladım. Koşuyordum ama ruhum değil bedenim koşuyordu.

Çünkü ruhum babamla annemin beni terk ettiği yerde kalmıştı.
5 yaşında kaybetmiştim renkli, güneşli, gökkuşaklı ruhumu, hayallerimi.
10 yıldır ruhsuzdum kısacası. Kalbim değil beynim, ruhum değil bedenim hareket ediyordu, koşuyordu, konuşuyordu. Ruhuma ve kalbime ait olan tek bir duygu vardı,

Ağlamak...sadece ağlıyordum.

Yaşadığım 15 yılın 10 yılını mutsuz geçirmiştim. Bu yaşta insan bu kadar acı çeker mi? ben çekmiştim.
Diğer çocuklar 5 yaşında koşup, eğlenip, gülerken, ben 5 yaşımda ağlamayı, üzülmeyi, hayatın gerçeklerini öğrenmiştim. Aklım almıyor...daha küçücük, 5 yaşında bir çocuk nasıl böyle yaşayabilir, bu acıya nasıl katlanabilir?

Ben 15 yıllık hayatımda en son 5 yaşımda gülmüştüm. Bir çocuğun aklı ne kadar yetiyorsa o kadar eğlenmiştim.

Annem Savcı, babam hakimdi...sürekli kavga ederlerdi.
Ama çocukluk aklı işte...
Bunca huzursuzluğa rağmen hâlâ içimde bir umut barındırıyordum.
Barışırlar, uzlaşırlar, mutlu olurlar, bir karı kocanın mutlu olduğu gibi mutlu olurlar. Biz de bir ailenin mutlu olduğu gibi mutlu oluruz sanmıştım, ama hep yanılmışım.

Bize mutluluk yasaktı.
Gülmek, eğlenmek, gezmek, tozmak, sevmek, sevilmek, saygı görmek. Hepsi bize yasaktı. Bize ya da sadece bana. Annem Amerika'ya gitti hâlâ bekarmış.

Ama bir sevgilisi varmış arkadaşından öğrendiğim kadarıyla.
Babam ise Fransa da evlenmiş. Hatta bir de çocuğu varmış. Ne çabuk unuttuysa? Bendeki de akıl mı? 10 yıl olmuş...koskoca 10 yıl. Neden bekar kalsın ki?

Benim gibi kimsesiz değil. Parası, kariyeri bir de yakışıklılığı var. Kim istemez böyle bir erkeği? belki sadece bir kadın istemez.

O da ben...çünkü anneme yaptığı işkenceleri bir ben, bir annem, bir de Allah bilir.

Annemin bir savcı olduğunu bile bile yaptığı şeyleri ben bilirim. Bir hakim ailesine, karısına, çocuğuna böyle şeyler yaparsa bir insan evladına neden yapmasın ki?

Belki aklınızda ki tek soru; bu kız bu yaşa kadar nasıl yaşamış? nasıl geçinmiş?

Dedem sayesinde.

Babamın babası yani...

Fedem çok zengin bir iş adamıydı. Çok harika, mükemmel bir insandı allah rahmet eylesin.
Babamın bana yaptıklarını duyunca hapise artırmak istedi ama ne fayda?

Babam buralardan kaçıp gitti. Bir daha da dönmedi.
Fransa vatandaşı olduğunu duydum.
Öldü mü? kaldı mı? hiç bilmiyorum.
Bildiğim tek şey bilmek istemediğim.
Ne hali varsa görsün zerre umrumda değil.

Koşmaktan yorgun düşmüş bedenimi bir bankın üstüne attım. Gözyaşlarımı silip, yüzüme hafif hafif damlayan yağmur damlalarını izledim. Sare, hatta herhangi biri benim hakkımda bir şey söylese umursamam.

Eleştiriye açık bir insanım. Ha dinlemem orası ayrı.

Sare dalga geçip, eğlendiğini sanarken,
nasıl derin bir yarayı kaşıyıp daha sonra üzerine tuz bastığını bilemez.
Nerden bilsin ki? bilemez bilemez ama bir insanın ailesi yanında yoksa ne olduğunu az da olsa tahmin edebilir. Ama Sare'de bu akıl nerde?

Ben düşünürken saatin ilerlediğini fark ettim.
Hemen okula gitmek için bir taksi çevirdim.

___________________________________________________

Bu bölüm kardeslerimayber ve AvisDizi tarafından yazılmıştır.

~Elif Asya
~Zeynep

Yorgun Savaşçı / Cenk AhrimanHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin