Beliz'den"Seni ağlarken göreceğim kırk yıl düşünsem aklıma gelmezdi sarışın."
Yavaşça arkamı döndüm.
Cenk gelmişti ama burayı nereden biliyordu ki."Birincisi, hayat hiç beklemediğin anda sana dünyanın en saçma şeylerini yaşatabiliyor.
İkincisi, burada ne işin var?""Birincisi, haklısın galiba.
İkincisi, akşam sporu diyelim."Biraz bekledikten sonra tekrar konuştu.
"Neden buradasın ve neden ağlıyorsun?
bir şey mi oldu?"Hayatımda ilk kez biri bana nasıl olduğumu soruyordu...
bu hisse çok uzaktım galiba."Halam evliymiş, hatta bir de çocuğu varmış. Ama bil bakalım kimin haberi yok?"
Cenk şaşırdığını belli ederek
"Bilmiyor muydun sonuçta çocuğu olduğunu biliyorsun?"
Dedi.
"Çağan üvey oğlu."
Dedim zor çıkan sesimle.
Biz konuşurken yanımıza iki polis geldi.
"Belis Ersöz siz misiniz?"
Diye sordu.
Ayağa kalktım.
"Evet benim sorun mu var?"
Dedim.
"Kaybolduğunuza dair bir ihbar var.
Sanırım ailenizdi."Dedi polis.
"Benim bir ailem yok.
Mezarlıktan ihbar edemeyeceklerini göre."Dedim.
"Başınız sağolsun ama sizi teslim etmemiz lazım."
Dedi polis. Ben ne yapacağımı bilmezken
Cenk beklemediğim bir anda elimi tutup koşmaya başladı.
Bende ona ayak uydurdum.Yaklaşık 5 dakika kesintisiz koştuk.
Sonunda yorulup bir banka oturduk."Zamanlaman çok iyiydi."
Dedim.
Koşup yorulduğum içim sesim kesik çıkmıştı.
"Aksiyon desen var."
Dedi. Ben gülerke elerimde hala bir sıcaklık olduğunu hissettim.
Ne yani hala el ele miydik?
Elimi çekmeye çalışırken oda ellerimizi farketti ve elimi bıraktı.
Etrafıma bakınca buranın bilmediğim bir yer olduğunu anladım."Burası neresi ya?"
___________________________________________________
Bu bölüm kardeslerimayber ve AvisDizi tarafından yazılmıştır.
~Elif Asya
~Zeynep
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yorgun Savaşçı / Cenk Ahriman
FanfictionAteş bacayı sardıktan sonra, kaçsan ne fayda...