2.1

398 22 16
                                    

Çağan'dan

Antreman bitimesine yakındı ama tüm gün kendimi verememiştim.
Hemde hiç, antreman bittiği anda da ilk çıkan bendim.
Mavi ay peşimden geliyordu.

"Çağan iyi misin? Tüm gün dalmış gibiydin?"

Dedi Yağız.

Dayanamadım duvarın kenarına çöktüm. Dayanamıyordum...
Yüzüm gözlerimden akan sıcak yaşlarla ıslanıyordu.

"Çağan anlat artık, lütfen."

Dedi Tuana.

"Tamam."

Vazgeçip neler duyduğumu, hislerimi her şeyi anlatacaktım.

"Ben...Beliz'i seviyorum."

Dedim.

"Bizde seviyoruz?"

Dedi Deniz.

"Öyle değil, onu arkadaş veya kız kardeş olarak sevmiyorum. Bu...çok farklı."

Dedim ağlamaklı çıkan sesimle. 

Beliz'den

Ben her zaman ki gibi biraz daha antraman yapıcaktım.
Cenk yanıma geldi.

"Sarışınım, düello'ya ne dersin?"

"Bizim kitabımızda kaçmak yazmaz Cenk bey.
Tabi ki varım."

"Onu biliyorum sarışın, ama burada değil."

"Nerede?"

Bir anda elimi tutup çekiştirmeye başladı bende ona ayak uydurdum.

Ormanlık bir alana gelmiştik. Hadi ama burada da mı çalışma yeri vardı? Ev dışardan kulube gibiydi ama içerisi tam antreman yeri idi.

İlk hamleyi Cenk yaptı ama bir şekilde kaçtım ve onu yere serdim.

"Vay! eski Beliz gitmiş yerine başkası gelmiş"

"Son zamanlarda dersime çalışıyorum"

Dedim sırıtarak. Ayağa kalkınca direk yeni bir hamle yaptı bunu beklemediğim için sendelemiştim. Sonra yumruk atıcaktım ama yumruğumdan tutup havaya fırlattı ama hesaba katmadığı bir şey vardı. Benim zekam. Bu hareketi fırsat bilip çenesine tekme attım yere düşüncede çelme taktım. Üzerime düşmüştü.


Cenk'den

Kendimi tutamayıp bir hata yaptım. Onu öptüm. Bunu yapacağımı hesaba katmamıştı.
Beliz dudağımı hafifçe ısırıp, öpücüğü sonlandırmak istediğini belirtti.
Dudağımın kenarına minik bir öpücük kondurup geri çekildi. Ayrıldığımızda

"Beni gerçekten sevdiğinde, bir kez daha öp."

Dedi. Bir dakika yoksa biliyor muydu..?

"Sen?"

Beliz tuhaf ve korkunç bir şekilde sırıtarak,

"Evet biliyorum, KUTSAL YAY! Kimse onu alamayacak."

Dedi. Arkamda kahkaha atan bir Beliz bırakıp hızla oradan ayrıldım.


Beliz'den

Cenk gittikten sonra telefonumu çıkardım. Kulaklıklarımı taktım, hızla Spotify hesabıma girip "Seni dert etmler." şarkısını açtım.

Başka bir evrende...
En güzel halinle.

"Belki başka bir evrende Cenk..."

Çıkmadan önce son kez üzerimdeki bıçakları ve diğer çeşitli silahları kontrol ettim.

Kapıya doğru ilerleyip üzerindeki anahtarı aldım. Çıktım ve kapıyı kilitledim.

Açıkçası, anahtarı Cenk'e geri vermek gibi bir niyetim yoktu. Sonuçta, güzel yerdi ve benim eski yerim yanıp kül olmuştu.

Ne yapsam diye düşünürken, eve doğru koşmaya başladım. Bir yandan da kulaklıklarımda çalan şarkıya yüksek sesle eşlik ediyordum.

"Kırgınım kendime,
Üşüyorum gölgende,
Henüz bilmesen de,
Belki bir gün gideceğim.

Hiç gerek yok daha fazlasına,
Zamanı tutmaya,
Fezaya uçmaya,
Geride kaldılar...
Geride kaldı o günler,
Sen varken taptığım kasvetli şehirler."

Şarkıya kendimi çok kaptırmış olmalıyım ki karşıdan gelen arabayı göremedim.
Hızla geriye doğru takla attım ve ezilmiş Beliz olmaktan son anda kurtuldum. Ne diyebilirim ki, üstün reflekslerim. Eve gelmeme çok az kalmıştı. Şarkının son cümlesini de söyleyip kulaklıkları çıkardım. Eve ulaşınca, kapıyı çalmak istemedim. Saçımdaki tel tokayı çıkardım ve sessizce kapıyı açtım.

___________________________________________________

Bu bölüm kardeslerimayber ve AvisDizi tarafından yazılmıştır.

~Elif Asya
~Zeynep

Yorgun Savaşçı / Cenk AhrimanHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin