O gece Silas artık onunla yaşamamı yanına taşınmamı istemişti. Zaten sürekli ikimizden birinin dairesinde vakit geçirdiğimiz için bu bana doğru bir karar gibi gelmişti. Tek sıkıntım benden kolay sıkılıp sıkılmayacağıydı. Ruh eşi olduğumu söylüyordu ama buna inanıp evlenen bir sürü insanın mutsuz evliliğine şahit olmuştum. Ben onlar gibi mutsuz olmak değil son nefesime kadar onunla mutlu anılar biriktirmek istiyordum.
"Peki, bir sorum var." dedim televizyonun karşına oturmuş elimdeki keskin bıçakla meyve soymaya çalışıyordum.
"Nedir?"
"Burada mı yaşamak istersin yoksa seninkinde mi?"
"Benimkinde. Buradan iki kat daha büyük ve daha rahat edeceğimize inanıyorum. Daha çok odası var." dedi göz kırparak.
"Seni salak." Aklında geçenleri biliyordum çünkü aynı şeyleri hissediyordum. Birbirimizin kanını içmeye başladığımızdan beri aynı şeyleri hisseder olmuştuk. Bu bir nevi güzel bir duyguydu çünkü hislerimize göre hareket edebiliyorduk. Bir çok çiftte bu yetenek olsaydı eğer evliliklerinin sonu ayrılıkla bitmezdi. Üzgün, mutlu veyahut heyecanlı olduğumuzu hissedebiliyorduk. Seks istediğimiz zamansa işler oldukça güzelleşiyordu. Silas hiç yorulmadan isteklerimi yerine getirmek için çalışıyordu. Son zamanlarda onu bir çok evrak işi yaparken görüyordum. Bu durum a alışkın değildim işinin bu olduğunu düşünüyordum.
"Bunlar nedir?" diye sordum masaya dizdiği evraklardan bir kaç tanesini elime alıp.
"Bunlar bir takım giderlerin faturaları."
"Oldukça fazlalar."
"Sorun değil. Yüzyıllar boyunca yaşamamıza yetecek kadar servetim var."
"Sahi, sen ne iş yapıyorsun? Birlikte yaşamayı düşünüyoruz ama birbirimiz hakkında pek çok şey bilmiyoruz."
Gözlüklerini çıkartıp masanın üzerine koydu. Halbuki onlar nefesimin kesilmesine sebep oluyorlardı. Gözlükler çok yakışıyordu. Sürekli onları takmasını söylesem garip kaçar mıydı? Belki beni küçük sekreteri yapardı. Bundan oldukça memnun olurdum.
"Onları çıkarmamalısın."
"Öyle mi?
Hiçbir şey söylemeden geldi ve dudaklarını dudaklarıma bastırdı. Sıcaktı, bir vampirin olması gerekenden fazla sıcaklardı. Eğildi, ardından öpücükleri vücudumun başka yerlerine doğru kaydı. Sıcak soluk alıp verişini duyabiliyordum. Teninin altında kaslarının hareketlerini görebiliyordum. Düşüncelerinin yatak odasına kaydığını hissedebiliyordum. Kokuma, dokunuşuma, dudaklarımın verdiği hisse bayılıyordu. Silas'ın vücudunun bir parçası da bunu kanıtlıyordu zaten. Tam şuan ikimizin arasında duran kocaman şey...
Aramızda ki boy farkı problem olmaya başlayınca Silas beni kaptığı gibi mutfak tezgâhına oturtuverdi. Dışarıda hava bozmuştu, yağmur kovadan boşalırcasına yağıyordu. Dizlerimi araladım, böylece Silas bana iyice yaklaştı. Bacaklarımı ona doladım, Saçımda ki tokayı çekip çıkardı - Ah! Hafifçe inledim. Bu ses hoşuna gitmişti, öpücükleri daha da sertleşmeye başladı zaten bende öyle seviyordum. Ellerini saçlarımın arasında gezdirdi. Saçlarımı kavradı ve baharı koklar gibi kokusunu içine çeker gibi derin bir nefes aldı. Dişleri, dişlerini artık gizleyemiyordu. Sırtımda ki elini tişörtümün altından içeriye kaydırdı. Parmakları sutyenimin kopçasını aradı, bulamayınca bütün gücüyle paramparça etti. "Devam mı?" dedi sinsice gülümseyerek. "Devam," diye tekrar ettim dokunuşlarından tir tir titriyordum, sersemlemiştim. Ne kastettiğimden bile emin değildim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
VAMPİR OPERASI +18
Vampire-Birbirinden yakışıklı ve kana susamış vampirlerle dolu bir apartman... -Mina sadece bir insan! Dişlerini boynuma geçirdiğinde sıcak bir sıvı boynumda aşağıya doğru inip tişörtümü ıslattı. "Ah!" dudaklarının kenarı hafifçe yukarıya doğru kıvrıldı;...