Gece Tanrıçası Nyx

616 29 42
                                    


     Göz kapaklarım ölesine ağırlaşmıştı ki gürültülü bir şekilde esnedim. Üzerimdeki siyah saten gecelik tarzındaki elbiseyi görmem uzun sürmedi. Beynimdeki ses konuştukça nerede olduğum konusunda düşünmekte daha da uyuşuyordum.

     Düşünmek istemiyordum artık.

     Sadece mutlu olmak istiyorum.

     Neden bu kadar zor ki mutlu olmam?

     Lanet olası vampir kraliçesi bizi rahat bıraksaydı şu anda Silas 'la Opera apartmanındaki dublex dairemizde keyifli seksin tadını çıkarıyor olurduk. Ne kadar da alışmıştım. Kaliteli seks hayatı elbette ki önemliydi peki ya sonrası...

      Silas, yorgun düşeceğimi bildiğinden o güzel poposunu kaldırıp bana harika yermekler hazırlıyor olacaktı. Gözlerimin üzerinde olduğunu anladığında bir iki saniyeliğine durup derin bir iç çekecek sonrasında başını "Sen yok musun sen." diyerek iki yana sallayacaktı.

     "Hey! Kime diyorum? Bir tanrıça bu kadar da hafife alınmaz ki ama..."

      Ne dedi?

     Tanrıça mı dedi?

     Bu ses siktiğimin tanrıçasına mı aitmiş?

     "Evet, yani hakaret boyutuna geçmezsek sevinirim. Ben Nyx, gece tanrıçası. Güneşten saklanan karanlığın, yanlış anlaşılan vampirlerin ve türlü canavarların anasıyım. Ayın ve karanlığın tanrıçasıyım."

      "Affedersiniz?" diye seslendim. Halen yüzünü göremediğim için bir sese karşı nasıl tepki vermem gerektiğinden emin değildim. "Benim burada ne işim var?" diye sordum memnuniyetsiz bir ifadeyle.

     Odun dumanı ve çatmakta olan fırtınanın kokusu sarmıştı etrafımı. Gecenin, karanlığın kokusuydu bu. Her şey daha bir sadeydi, daha bir sakin. Gündüzün keşmekeşliğinden uzak sessizlik vardı. Sessizlik, huzur verendi, huzura kavuşturan. Saklı bir ışığı, göz kamaştırıcı saklı güzellikleri vardı. Düşeceğimi biliyordum, Uçabileceğimi sanıyordum, karanlığı takip edip duruyordum fakat her seferinde daha derine çakılacağımı biliyordum.

     "Benden korkmana gerek yok Mina. Sana kim olabileceğini veya olamayacağını hatırlatmaya geldim. Her şeyin sonunda seçim senin olacak."

     Bir hayli ter dökeceğimi anlamıştım ama artık birilerinin hayatıma yöne verebileceklerini düşünmelerinden sıkılmıştım. Kendi kararlarımı kendim verebilecek kadar zeki olduğumu düşünüyorum. Bir tanrıça dahi olsa pardon Gece Tanrıçası dahi olsa kararlarımdan uzak dursa iyi olurdu.

     "Düşüncelerini duyabildiğimi bilmelisin,"

     "Ne?"

     "Evet, düşündüğün her şeyi duyabiliyorum."

      "Yani..."

     "Evet, en azından Silas 'la ilgili düşüncelerine birazcık set vurabilirsen sevineceğim."

      "HAHAHA! Hepsini duydun yani?"

      "Maalesef!" sesi oldukça bıkkın geliyordu. Çünkü gözümü açtığımdan beri tek düşündüğüm şey Silas'ın kocaman aletiydi. Bu oldukça can sıkıcı olmalıydı. Güldüm. "Sanırım artık ortaya çıksam iyi olacak." dedi dolgun bir ses tonuyla ve aniden karşımda beliriverdi. Sessizce. Tıpkı gecenin sessizliği gibiydi. Bir o kadar da güzeldi. Muhteşemdi. Eşsizdi. Benzersiz ve karşı konulamazdı. Karanlıktı. Siyahtı ve dünyanın en güzel rengiydi. Dünyadaki bütün ışıkların saklanmak için kullandıkları perdeydi. Uçurumdu. Yüksekti ve ulaşılması zordu. Issızca yağan yağmurun sesi gibiydi fısıltıları. Gözleriyle yanardönerdi. Bir anda en soğuk karanlığı içinde barındırırken aniden içinizi ısıtacak bir kırmızıya dönüşüveriyorlardı. Parmakları inceydi tıpkı az sonra kırılacak bir dal gibiydiler. Saçları uzun gecenin karanlığında esen ılık rüzgarla birlikte havalanıyorlardı. Fısıltılar dolduruyordu kulaklarımı.

VAMPİR OPERASI +18Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin