Unexpected/Minsung√

~5~

Jisung:

Okula girerken bahçedeki bütün gözler bize döndü. Acaba neden? Kütüphaneden çıktığımızda beri yan yana yürüyorduk. Artık onun yanındayken hareketlenen kurduma alışmıştım. O kadar değişik gelmiyordu artık.

"Ya gitsene artık."

"Hayır gitmiyorum."

Bunu söyledikten sonra bana daha fazla yaklaştı. Ya gitsene be adam! İçimdeki kurt zaten oynaşıp duruyor!

"Sang Min sevgilin mi?"

Kaşlarımı çatarak ona döndüm.

"Bundan sanane."

"Bir Deltayla konuşuyorsun. Dikkat et"

Kulağıma eğilip konuştu. Bununla gözlerimi kapamış titrek nefesler almaya başlamıştım. Ama bu hiç adil değildi.

"Neyse ben sınıfa önden gidiyorum. Bir de haftasonu doğum günü partim var. Seni özel olarak davet ediyorum Sung."

Kulağıma üfleyip benden uzaklaştı. Hala gözleri açamamıştım. Bir kaç dakika daha dikildikten sonra kafamı iki yana sallayıp etrafıma bir bakış attım. Dünkü baskın omega beni öldürecekmiş gibi bakıyordu. Ah tanrım sana bakmıyorsa benim suçum ne!?

Umursamadan okulun içine adımlamaya başladım. Sınıfa çıkana kadar herkes bana bakarak fısıldaşıyordu. Sanırım dünkü omega ile aranızda olanları konuşuyorlardı.

Sınıfa girince yavaş adımlarla sırama oturdum. Kollarımı sıranın üstüne koyup üstüne kafamı yasladım. Nedense bugün üzerimde büyük bir yorgunluk vardı. Yanımda hareketlenme olunca kafamı kaldırıp baktım.

"Bugün yanındaki gelmeyecek sanırım."

Minho yanıma neredeyse bitişik şekilde oturmuştu. Umursamadım, tekrardan kafamı koluma yasladım.

°

Saçımda el hissedince gözlerimi yavaşça açtım. Ne zaman uyumuştum? Gözlerimi açmamla karşımda bana sırıtarak bakan Minho ile karşılaştım.

"Günaydın Sung"

Gözlerim şaşkınca açılıp hızlıca doğruldum. Bununla saçlarımda olan eli masaya düştü. Bana olan teması yüzünden kurdum çıldırmış haldeydi. Neden onu bu kadar istiyorsun Sigma?

"N-ne yapıyorsun?"

"Çok güzel uyuyordun."

"S-sang nerde?"

Sorumla yüzündeki gülümseme soldu.

"Bilmem gelmedi."

"Onu a-aramam lazım."

Çantama dönüp Minho'ya çaktırmadan ilacım ile telefonumu alıp sınıftan hızlıca çıktım.

Lavaboya geldiğimde kapıyı kapatacağım zaman araya giren ayak buna engel oldu. Ardından kapıyı tamamen açıp içeri girdi.

"Be-beni neden takip ediyorsun?"

"O aldığın şey ne?"

"Telefonum."

"Beni salak mı sanıyorsun Sigma"

Dediği son kelime ile kurdum tamamen delirmişti. Yavaşça duvara yaslanarak yere oturdum. Dizlerimi kendime çekip derin nefesler almaya başladım.

"Ne oluyor?"

Cebimdeki ilacı alıp açmaya çalıştım. Sadece çalıştım. Titreyen ellerim buna hiç yardımcı olmuyordu.