Jisung:
"Minho?"
Kısık sesle yanımdaki bedenin kulağına eğilerek konuştum. Şuan da kalbim yerinden çıkacak gibi hissediyordum. Bedenimi istemsizce kasıyor, alt dudağımı ısırmaktan yaralar oluştuğunu tahmin ediyordum.
"Jisung, sakin ol lütfen?"
Elleri arasında olan elimi daha sıkı tuttu. Sakin olmamı istiyor ama karşımızda duran Baskın Alfalar kendi aralarında konuşurken ve ayrıca arada bana düz bir ifade ile bakarken nasıl sakin kalabilirdim!
"Minho? Neden böyle bakıyorlar ki?"
Minho kafasını bana çevirdi ve kahverengi irislerinin arasında gördüğüm karanlıkla sesli bir çektim.
"Biraz daha bekle."
Daha ne kadar? Kaç saattir buradayız. Tanrım! Şuan da dün Minho'nun babasının dediği gibi büyük bir binanın içindeydik ve karşımızdaki üstler benim hakkımda karar vereceklerdi ama bir bok yapmıyorlardı.
İlk başta şuan ki kadar gergin değildim. Bana bir kaç soru sormuşlardı ve bende dürüstçe cevaplamıştım. Zaten benim hakkımda çoktan araştırma yaptıkları açık ve netti. Ardından ortamı gergin bir hava kaplamıştı. Nefes alış-veriş sesleri harici bulunduğumuz salonda hiç bir ses yoktu.
"Minho aşırı daraldım... Bu gergin havayı soludukça daha çok geriliyorum. Tanrım!"
Sona doğru sesim yükselmişti. Bununla kendi aralarında konuşan karşımızdaki Alfalar bana dönmüştü.
"Şey...siz devam edin. Yani konuşmaya devam edin."
Zorla gülümseyerek konuştum. Minho beni dirseği ile dürtüp kendisine bakmamı sağladı. Konuşmak için ağzımı açacağım sırada karşımdaki Alfalardan biri konuşmaya başladı.
"Delta olan Minho, sizin gibi bir türü kaybetmeyi göze alamayız. Bu yüzden mühürlün olan Sigma'ya zarar verecek hiç bir şey yapamayız. Ayrıca Jisung'un bu güne kadar kimseye zarar vermemesi de bu karara etkili. Ancak...Jisung'un herhangi birine zarar vermesi veyahut öldürmesi suretiyle hiç düşünmeden ölüm cezası alacaktır."
En üstleri diye tahmin ettiğim adam açık ve net bir şekilde konuşmuştu. Zaten son cümlesini tahmin ediyordum. Bu güne kadar kimseye zarar vermemiştim. Yani...şimdi de kimseye zarar vermeyeceğimi tahmin ediyordum.
Ellerim arasındaki el daha çok sıkılaştı. Bununla kafamı yanımdaki bedene çevirdim. Yüzünü göremesem bile çene hattının gerilediği açık ve netti.
"Söyledikleriniz bittiyse, izninizle biz artık bu lanet olaca yerden çıkabilir miyiz?"
Ses tonu sertti ve her an karşısındakilere saldıracak gibi duruyordu.
"Sakin olun Bay Delta. Son olarak şu belgeleri parmağınızı basmanız gerekiyor."
Bir Beta tarafından önümüze konan belgeleri elime alıp incelemeye başladım. Alt alta bir kaç madde yazıyordu. Ne bu böyle? İlk 3 madde benim birine zarar vermem yada öldürmem ile ilgiliydi. Son maddeye geldiğimde gözlerim şaşkınca açıldı.
5.madde
Birlikteliğinizden meydana gelebilecek olan Thita türü bir tehtit olabileceği için o doğmadan önce veya doğduktan sonra öldürülecektir.Son madde ile elimdeki kağıttı avcumu sıkarak buruşturdum. Ardından geriye sendeleyek az önce oturduğum sandalyeyi yere düşürmüştüm. Minho bununla irkilerek bana dönmüş ve ellerini omuzlarıma yerleştirmişti.
"Ne oldu? O kağıtta ne yazıyor?"
"M-min-minho?"
Sesim gereğinden çok titrek çıkmıştı. Anında avcumun içindeki kağıdı alarak o da okumaya başladı. İçimdeki kurt resmen çıldırmıştı ve dönüşüp karşısındaki kendini bir bok sanan Alfaları parçalamak istiyordu. Yeni doğan bir yavrunun hiç bir suçu olmadığı halde ölmesini mi istiyorlardı?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Unexpected/Minsung√
Fanfic[TAMAMLANDI] Yüzyıl da bir dünyaya gelen Delta, nadiren dünyaya gelen Sigma. Delta beklenmedik bir anda Sigma'nın hayatına girerse ne olur? Ayrıca Sigma ve Delta ilk kızgınlıklarını beraber geçirip aralarına bir mucize katarlarsa? Sigma olan Jisung...