~7~

9.2K 1K 271
                                    

Minho:

Bugün okulla gittiğimde Jisung gelmemişti. Neden gelmedini muhtemelen tahmin ediyordum. Sang Min yüzündendi...

Sırada oturmaktan aşırı sıkılmıştım. Aklıma bir fikir gelip çantama birlikte sıradan kalktım. Sınıftan çıkarken herkes bana bakıyordu. Her zaman ki gibi umursamadım. Sınıftan çıkıp merdivenlerden hızlıca indim.

Şimdi okuldan kaçıyormuş gibi oluyordu. Kaçmıyordum, sadece canım sıkıldı ve gidiyorum işte. Dersler aşırı sıkıcıydı hem birazcıkda Jisung'u merak etmiş olabilirdim. Zaten bugün çoğu ders gereksizdi. Bu yüzden okulu asmam sorun olmayacaktı.

Okulun bahçesinden çıkıp yürümeye başladım. Şu meşhur Han Nehri'ni merak ediyordum. Telefon'umdan konuma bakıp yürümeye başladım. Okula fazla uzak değildi. Bu yüzden 5-10 dakika yürüyüşün sonunda varmıştım. Kendime boş bank arıyordum ki birini duydum.

"Ne zamana bana kadar benimle küs kalmayı planlıyorsun? İyi küs kalalım ama çok uzamasın bu."

Onun sesiydi. Yanına yaklaştım ve kapşonunu indirip mavi saçlarına elimi daldırdım.

"Kim sana küsmüş?"

Hızlıca kafasını çevirip bana baktı. Şaşkınca ağzı açıldı.

"Minho?"

Tepkisiyle gülümsedim ve yanına oturdum.

"Bugün okula neden gelmedin? Sang Min yüzünden mi?"

Sorumla gözleri yavaşça ellerine indi. Onu gerçekten seviyordu sanırım.

"Pek keyfim yoktu. Hem o şerefsizin adını ağzına alma. Korkak herifin teki."

Şaşırmıştım, onun hakkında böyle konuşmasına şaşırmıştım. Daha iki gün önce öpüşüp koklaşıyorlardı.

"Neden öyle diyorsun?"

"Çünkü sözünü tutamayacak kadar korkak birisi. Hem kalksana yanımdan herkes bize bakıyor."

Konuyu değiştirmesiyle gülümsedim. Konuşmak istemiyordu sanırım. Bu konuyu üstelememe gerek yoktu.

"Yani ilk defa Delta görüyorlar. Baksınlar değil mi?"

Bunu dememle sesli bir şekilde gülmeye başladım. O da bana bakıp gülümsedi. Sanki bir sıkıntısı vardı ve bu onu rahatsız ediyordu.

"Kurdun nasıl hissediyor?"

"Hm?"

Sorduğu soruyu anlamamıştım. Daha doğrusu ağzında gevelemişti. Bu yüzden dediği fazla anlaşılmamıştı.

"Neyse boşver."

Kapşonunu kafasına tekrardan taktı. Mavi saçlarını saklamasını sevmiyordum. Elimi kapşonlusuna atıp düşmesini sağladım.

"Mavi saçlarını saklama, çok
güzeller."

Ellerimi saçlarına götürüp okşamaya başladım. Saçları yumuşacıktı ve insanın oynadıkça oynayası geliyordu. Kurdumun bile hoşuna gitmişti bu. Bir köşeye geçmiş kuyruğunu sallıyordu. Bir süre sonra elini kaldırıp bileğimi tuttu ve elimi saçlarından yavaşça uzaklaştırdı.

"Yapma."

"Rahatsız mı oldun?"

"Hayır....yani evet, hayır. Ah, bilmiyorum yapma işte. Hem sen neden hep benim yanımdasın?"

Söyledikleriyle sırıttım. Heyecanlandığını anlamıştım.

"Bilmem. Belki seni merak ediyorumdur."

Unexpected/Minsung√Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin