Minho:
Jisung'u giyinmesi için odada tek bıraktıktan sonra merdivenlerden yavaşça aşağı indim. Herşey dünkü gibi aynen yerinde duruyordu.
Salondaki masalarda gözlerimi gezdirdim. Aradağımı bulduğumda o masaya ilerleyip üstündeki telefonu aldım. Ekranı açtığımda bir sürü cevapsız arama ve mesaj vardı.
Derin bir nefes alıp koltuklardan birine kendimi attım. Dün çok sorumsuz davrandığımı biliyordum. Ama pişman değildim. Zamanı geri alsak aynı şeyi tekrardan yapardım.
Dün Jisung çok savunmasız görünmüştü gözüme. Gözündeki korku ve endişeyi sezmiştim. Hala da öyle hissediyordu.
İnsanların kendisine karşı tepkisinden korkuyordu. Ailesinin ona vereceği tepkisinden korkuyordu.
Ellerimi saçlarıma götürüp karıştırdım. Benimde aklım karışıktı, bundan sonra ne olacağını bilmiyordum ama tek bildiğim şey Jisung'a kimsenin zarar veremeyeceğiydi.
Merdivenlerden adım sesleri geldiğinde kafamı o tarafa çevirip baktım. Gördüğüm bedenle gülümsedim. Merdivenlerden inence yavaş adımlarla gelip yanıma oturdu.
"Dışarıdakilerle ne yapacağız?"
"Canın acıyor mu?"
"Biraz, sen soruma cevap ver?"
"O zaman gel benimle."
Ayağa kalkıp kucağındaki elini ellerim arasına aldım. Oturduğu yerden kaldırınca kaşlarını çatıp bana baktı.
"Düşündüğüm şeyi yapmayacağını söyle."
Omuzlarımı silkip onu kapıya sürüklemeye başladım.
"Hayır Minho! İstemiyorum!"
Elini ellerim arasından kurtarıp olduğu yerde durdu. Kafasını eğip ayaklarına bakmaya başladı. Derin bir nefes alıp yanına yaklaştım ve ellerimi yanaklarına koyup kafasını kaldırdım.
"Gözlerimin içine bak."
İrislerini benim irislerime sabitledi. Gülümsedim ve iki gözüne de saniyelik öpücükler bıraktım.
"Bana güven tamam mı? Korkma, hiç bir şey olmayacak."
"Ama Minho...lütfen bekleyelim. Aileme kendim söylemek istiyorum. Başka yerden öğrenmelerini istemiyorum. Anla beni lütfen!"
Dediklerinde haklı olabilirdi. Nasıl olsa ailesi onun için önemliydi. Yıllar boyu çocuklarının Sigma olduğunu saklamışlardı. Hala nasıl olduğunu bilmesem de?
"Tamam bebeğim, sen nasıl istersen."
"Teşekkür ederim."
Kollarını boynuma sıkıca sardı. Bende ellerimi beline sarıp mühür yerini birkaç kez öptüm.
"O zaman arka kapıdan çıkalım. Ailenin yanına gitmek ister misin?"
Benden ayrılıp yüzüme baktı. Kararsız olduğu her halinden belliydi.
"Tamam. Gidelim."
Elini tutup beraber arka kapıya ilerlemeye başladık. Arka kapı bahçeye açılıyordu ve ağaçlardan dolayı görünmüyordu.
Kapıdan çıktığımızda telefonumdan şoförü arayıp hiç kimseye söylemeden arka tarafa gelmesini söyledim. 5 dakika sonra araba görüş açımıza girdiğinde araca ilerleyip şoförü araçtan indirdim.
"Sakın bizi gördüğünü kimseye söylemeyeceksin anlaşıldı mı?"
Karşımdaki Beta'yı sertçe uyardıktan sonra elindeki arabanın anahtarını aldım. Arabaya ilk Jisung'un binmesini bekledim ardından etrafa kısa bir bakış attıktan sonra şoför koltuğuna oturdum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Unexpected/Minsung√
Fanfic[TAMAMLANDI] Yüzyıl da bir dünyaya gelen Delta, nadiren dünyaya gelen Sigma. Delta beklenmedik bir anda Sigma'nın hayatına girerse ne olur? Ayrıca Sigma ve Delta ilk kızgınlıklarını beraber geçirip aralarına bir mucize katarlarsa? Sigma olan Jisung...