Minho:
Arabayı evin önüne gelişi güzel park edip kafamı yanımda uyuyan bedene çevirdim. Uyurken ki yüz ifadesi aşırı tatlıydı. Dudaklarını öne büzmüş, kahkülü alnına gelişi güzel dağılmıştı, kirpikleri iç içe geçmiş, yattığı pozisyon yüzünden yanakları daha da tombul gözüküyordu.
Gülümseyip arabadan indim. Aracın etrafından dolanıp kapısının önüne gelince kapıyı yavaşça açtım.
Onu fazla rahatsız etmeden tek elimi bacaklarına diğer elimi de sırtına götürüp uyandırmadan kucağıma aldım.
Ayağımla arabanın kapısını kapatıp eve yürümeye başladım. Etrafta bu ev hariç hiçbir ev yoktu. O yüzden rahattım.
Babam ile annem burayı bana özel yaptırmışlardı. Kızgınlıklarımı burada geçirmem ve etrafımdaki insanları rahatsız etmemem içindi.
Kapının önüne gelince kapının yanındaki saksıya uzanacağım zaman kapı aniden açıldı. Kafamı refleksle kaldırıp karşımdaki bedene baktım.
"Minho?"
"Anne?"
"Geçin içeri. Seninle sonra konuşacağız."
Girmem için kapının önünden çekildi. Kucağımdaki bedeni sarsmadan içeri adımladım. İlerledikçe farklı feromon kokuları almaya başlamıştım. Salona girmemle içerideki gördüğüm bedenlerle gözlerim kocaman açıldı.
"Yok artık!"
Sesim normalinden yüksek çıktığı için Jisung kucağımda kıpırdanmaya başlamıştı.
"Hyung? O Sigma mı?"
Felix yanıma koşar adımlarla gelip kısık sesle konuştu. Ne garip bir soru ya bu? Sorusuna göz devirdim ve merdivenlere yürümeye başladım.
"Hyung? Nereye ama?"
"Felix gördüğün gibi uyuyor. Onu odaya yatırıp geleceğim."
"Peki, tamam."
Hızlıca merdivenlerden çıkıp koridorun sonundaki odaya ilerleyip girdim. Kucağımdaki minik bedeni yavaşça yatağa yatırıp üstünü güzelce örttüm. Ardından saçlarına eğilip kokulu bir öpücük kondurup geri çekildim.
Aşağı hiç inmek istemiyordum. Onun yanında kalıp saatlerce yüzünün her ayrıntısını izlemek istiyordum. Oflayarak odadan çıkıp aşağı inmeye başladım.
Salona girince bütün gözler beni bulmuştu. Onlara göz devirip boş tekli koltuğa kendimi attım.
"Ne zaman geldiniz?"
"Minho bey sizin bize soru sorma hakkınız bulunmamaktadır."
Chan Hyung'un dediğiyle göz devirdim. Ona ne oluyordu?
"Peki, tamam istediğinizi sorun."
"Onunla mühürlendin mi?"
"Onun adı Jisung, Lixie. Evet, mühürlendik."
"Woww! Hyung hızlısın haaa!"
Bağırmasıyla kaşlarımı çatıp öldürücü bakışlar atmaya başladım.
"Peki, şimdi ne yapmayı düşünüyorsun oğlum?"
Bu sefer soru annemden gelmişti. Ona bakıp gülümsedim.
"Yarın herkese açıklayacağım. Onun benim eşim olduğunu, artık bana ait olduğunu söyleyeceğim."
"Korkmuyor musun Minho? O bir Sigma?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Unexpected/Minsung√
Fanfiction[TAMAMLANDI] Yüzyıl da bir dünyaya gelen Delta, nadiren dünyaya gelen Sigma. Delta beklenmedik bir anda Sigma'nın hayatına girerse ne olur? Ayrıca Sigma ve Delta ilk kızgınlıklarını beraber geçirip aralarına bir mucize katarlarsa? Sigma olan Jisung...