~22~

7.5K 722 509
                                    

Jisung:

Minho'nun kokusuyla tamamen mayışmıştım. Uyanmamın üstünden 4 saat geçmesine rağmen hala çok uykum vardı. Göğsün de yattığım beden hem saçlarımı, hem de karnımın hemen altını okşuyordu. Kokusu burnuma doldukta rahatlıyor, tekrardan büzülüp uyumak istiyordum.

Hastaneden dönmemizin üstünden bir hafta geçmişti. Bu zaman için de herkes benim için endişelenmişti. En çok da annem... O da benim gibiydi. O da bana hamile olduğunu öğrenince başta benim gibi korkmuştu. Çünkü karnında nadir bir tür taşıyordu. Başlarına ne geleceğini bilmiyorlardı. Ama kim kendisine ait bir parçaya kıymak isterdi ki?

O gün hastaneden sonra annemlere gitmiştim ve saatlerce annemle beraber oturup konuşmuştuk. O bana benim gibiyken endişelerini anlatmış ve beni olabildiğince rahatlatmaya çalışmıştı. Bu o kadar kolay bir şey değildi. Karnımda ki bebeğim omega, alfa falan değildi. Hiç doğmamış bir türdü "Thita". Onun gücü, kokusu, göz rengi hakkında hiç bir şey bilmiyorduk.

Ama...ama yine de bu önyargılı, vahşi dünyadan onu Minho ile koruyacaktık. Onu hiç bir kötülüğün ele geçirmesine izin vermeyecek, onu asla kötü yetiştirmeyecektim.

"Minho saçımızı ne zaman boyatacağız?"

Kafamı göğsünden kaldırıp çenemi yaslamıştım. Bununla kapalı gözlerini yavaşça araladı.

"Sen onu unutmamış mıydın?"

Göğsünü dişlerimin arasına alıp ısırdım. Sadece şaka yapmak istemiştim ama bunu yapmamla beni yatağa sırt üstü yatırdı ve yüzüme üstten bakmaya başlamıştı.

"Yaramazlık mı istiyorsun?"

"Konuyu değiştirme Minho. Kaçamazsın! O saçlar boyanacak!"

"Kaçmak isteyen kim ki?"

"Boyatacaksın yani?"

Kaşlarımı kaldırarak sordum. O da başını onaylar şekilde salladı. Ardından mühür yerime eğilerek ard arda öpücükler kondurmaya başlamıştı. Bununla göz kapaklarım titrek bir şekilde kapanmış, memnun mırıltılar çıkarmaya başlamıştım.

Öpücüklerini kondurmaya devam ederken tek elini tişörtümün içine içine sokup tenimi okşamaya başlamıştı. Bu neden bu kadar hoşuma gidiyordu?

"Hmm~"

"Hoşuna mı gitti?"

Kafamı onaylar şekilde salladım. Hoşuma gidiyordu ve bunu reddedemezdim. İki eliyle tişörtümün uçlarından tutup yavaşça başımdan çıkarmıştı.

Mühür yerimi son kez sulu bir öpücük kondurup öpücüklerini göğsüme sıralamaya başlamıştı. Göğüs ucumu dudaklarının arasına alıp emmeye başlamasıyla ağzımdan küçük bir inleme sesi çıkmıştı. Bununla tenim de ki dudakları gerilmişti.

Biraz daha aşağı inip bu sefer de karnıma öpücüklerini sıralamaya başlamıştı. Tüy kadar hafif öpücüklerini tenimin üstüne bırakırken kıkırdadım.

"Gıdıklanıyor musun sen? Hm?"

Kafasını kaldırarak kirpiklerinin arasından bana baktı. Normal de gıdıklanmazdım ama şimdi aşırı huylanıyordum.

"Hayır gıdıklanmı-"

Ellerini karnıma koyup fazla bastırmadan gıdıklamaya başlamıştı. Odanın içi kahkahalarımla dolmuştu. Minho da benim halime bakarak gülüyordu. Sonunda durması için ellerimi karnımda ki ellerine koydum.

"Y-yeter Minho!"

"Sen gıdıklanmazdın n'oldu?"

"Bilmem, şimdi çok gıdıklanıyorum."

Unexpected/Minsung√Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin