~24~

6.3K 675 486
                                    

Minho:

Yanımdaki beden ellerim arasındaki eli daha da sıkı tutmaya başlamıştı. Bir bacağı sürekli ritmik hareketlerle hareket ediyor, sesli iç çekişler çekiyordu.

Şuan miniğimizin kontrolüne gidiyorduk. Jisung onu ilk defa göreceği için gereğinden fazla heyecanlıydı.

"Minho? Ben onu ilk defa göreceğim."

Heyecanlı bir şekilde konuşmuştu. Bu haline gülümsedim ve ellerim arasında ki elini dudaklarıma götürüp nazikçe öptüm.

"Sakin ol?"

"Demesi kolay ama."

Ellerim arasındaki elini kurtatıp kollarını birbirine doladı ve yavaşça sırtını koltuğa yaslamıştı. Hamileliğinden dolayı hormonları gereğinden daha fazla salgılanıyordu ve bu da onda ani tepki değişimlerine yol açıyordu. Zamanla alışacaktık artık!?

"İşte geldik."

"Geldik mi? Oh sakin ol Jisung?"

Elini kalbine koymuş bir şekilde derin nefesler alıp veriyordu. Gülümseyip arabayı müsait bir yere park ettim. Arabadan ilk ben inip Jisung'un kapısını açmıştım. O da araçtan inmişti.

"Bu halini çok seviyorum."

Kıkırdayarak koluma girip hastanenin içine yürümeye başladık. Bu hallerini asla çözmeyecektim.

İçeri girdiğimiz de doğum kontrol bölümüne ilerlemeye başlamıştık. Gireceğimiz odanın önüne gelince Jisung'u yavaşça boş sandalyelerden birine oturttum. İçerisi hala dolu olduğu için giremiyorduk. Gülümseyerek başı eğik, karnını okşayan bedenin karşısına geçip dizlerine ellerimi koyarak yere çöktüm.

"Annen çok heyecanlı miniğim."

Ben de tek elimi Jisung'un azıcık çıkık karnına koyarak konuştum. Jisung başını kaldırıp kıkırdadı.

"Yaa Minho, bana anne diye diye alıştım artık."

"Hmm öyle mi? Alıştığına sevindim."

Tek eliyle omzuma yumruk yaptığı eliyle hafifçe vurdu. Ben de karnına eğilerek minik bir öpücük kondurdum.

"Bu o? Sigma değil mi?"

Biraz uzağımızda ki hamile kadın ve eşine baktım. Bizim onları duymayacağımızı sanarak kendi aralarında konuşuyorlardı.

"Yanındaki de Delta?"

"Demek doğruymuş Sigma hamile."

"Bizi koruyan üstler nasıl böyle bir karar verdiler. O karnında ki canavarın ne olduğunu bile bilmiyoruz."

"Hee Jin, abartmıyor musun?"

"Ne var be!? Bence çok haklıyım o çocuğun yaşamaya hakkı yok."

Son söylediği cümle sabrımı taşıran son nokta olmuştu. Hızlıca yerimden doğrulup delici bakışlarla çifte bakmaya başladım.

"Hey sen!"

Yanımda duyduğum sesle bakışlarımı oturan bedene çevirdim. Onlara bakmıyordu. Kafasını eğmiş karını tutan elleri sıklaşmıştı.

"Nasıl bu kadar acımasız olabiliyorsun? Sen de kendi yavrunu taşıyorsun ve bu söylediklerini kendin gibi bir anne ya da baba olacak birine nasıl bu kadar soğuk kanlılıkla söyleyebiliyorsun?"

Derin bir nefes alarak devam etti.

"Farklı bir tür olabilir ama...ama o masum bir canlı sadece. Hiç bir şeyden haberi yok. Bu kötü dünyadan haberi yok. O senin değiminle bir canavar değil, o sadece hayata gözlerini açmak isteyen masum, minik bir beden."

Unexpected/Minsung√Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin