Felix:
Yemek masasından hızla kalkarak mutfaktan çıktım. Daha fazla kalırsam yemin ederim o masada ruhumu bırakacaktım. Gerçekten Hyung'umun söyledikleri, ardından Hyunjin'in beni sevdiğini söylemesi gerçekten de kalbimi çok kötü etkilemişti. O kadar hızlı atıyordu ki göğüs kafesimi biraz daha zorlasa kırılacakmış gibi hissediyordum.
Odama girince kendimi direkt yatağın üstüne atmış, tepinmeye başlamıştım. Bir an önce enerjimi tüketmem lazımdı.
"Ah tanrım!"
En sonunda yatakta yüz üstü yatıp tavanı izlemeye başladım. Ardından bir kıkırdama sesi duymuştum. İrkilerek yerimden hızlıca doğruldum. Kapı pervazına yaslı bedenle gözlerim kocaman açılmıştı.
"Korkuttun beni! Ve sen ne zaman geldin ki?"
"Yatağın ile kavga ederken gelmiştim?
Alt dudağımı dişlerimin arasına alıp tek elimle gözlerimi kapadım. Utandığımı reddedemezdim. Utanmıştım, neden böyle sessiz sessiz gelmişti ki?
"Utandın mı sen?"
"Yoo ne alaka?"
"Bakayım?"
Yanımdaki boşluğa oturup ellerini ellerimin üstüne koyup yüzümden çekti.
"Yanakların kızarmış!"
Kaşlarımı çatarak elleri arasındaki ellerimi kurtarıp yanaklarıma yerleştirdim.
"Felix çok tatlısın! Tanrım!"
"Yaa sussana!"
"Felix çok güzelsin! Ah, delireceğim!"
"Yaa sus!"
Yanaklarım da olan ellerimi çektim ve karşımdaki bedenin omuzlarına koyup ittirdim. Bununla elini belime koyup üstüne düşmemi sağladı. Gözlerim tekrardan far görmüş tavşan gibi açılmıştı.
"H-hyunjin?"
"Efendim?"
"Napıyorsun?"
"Napıyorum?"
Belimdeki eli bel boşluğumu okşamaya başlamıştı. Bununla göz kapaklarım titrek nefesler alarak kapanmıştı.
"Titriyorsun?"
"Hm?"
"Benden etkileniyorsun?"
Başımı istemsizce olumlu anlamda sallamıştım. Şuan gerçekten beynimi hissetmiyor, yumuş yumuş olmuştum.
"Hoşuna mı gitti?"
Dediğiyle gülümseyip başımı göğsüne yasladım ve ciğerlerimi kokusuyla doldurmaya başladım. Hyung'umun kokusundan sonra en sevdiğim koku onun olabilirdi.
"Çok güzel kokuyorsun."
"Sen de öyle."
Kıkırdamasıyla melodik sesi kulaklarıma dolmuştu. Gerçekten etkilenmeyecek gibi değildi. Ondan deli gibi etkileniyordum. O da böyle hissediyor muydu? Yani benden etkileniyor muydu?
"Hyun, ben...ben senden-"
"Hoşlanıyorsun?"
"Hayır, yani...şey-"
"Benden hoşlanmıyor musun?"
Omuzlarımdan tutarak beni kaldırdı ve tekrardan yüzüne bakmamı sağladı.
"Hayır ben, senden-"
"Sevmiyor-"
Sözümü sürekli kesmesine sinir olmuştum. Bu yüzden içimden gelen hisle dudaklarımı onun dudaklarına sertçe bastırdım. İlk öpücüğümün böyle gitmesini asla istemezdim ama yapacak bir şey yoktu. Beni çok yanlış anlamıştı. Ayrıca konuşmama da izin vermiyordu. Kendi aklında bir şeyler kurup duruyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Unexpected/Minsung√
Fanfiction[TAMAMLANDI] Yüzyıl da bir dünyaya gelen Delta, nadiren dünyaya gelen Sigma. Delta beklenmedik bir anda Sigma'nın hayatına girerse ne olur? Ayrıca Sigma ve Delta ilk kızgınlıklarını beraber geçirip aralarına bir mucize katarlarsa? Sigma olan Jisung...