...

180 7 0
                                    

...

Dersler sürüne sürüne geçiyordu..Bugün Doruk'ta okula gelmemişti.Birkaç kez aramıştım ama cevap vermemişti.Sırada tek başıma oturuyordum..Yalnızdım ve konuşacak hiç kimse yoktu.Kızlarda benimle konuşmuyordu.Onların bana olan garezi burslu olmamdan mı yoksa Rüzgar'dan mı kaynaklanıyordu?Bilmiyorum.


 Rüzgar sürekli bana bakıyordu.Hoşuma gittiğini söyleyemem aksine rahatsız ediciydi.Aslında bir bakıma bana bakması sataşmasından iyidir.Diye düşünüyorum.Bakışlarımızın buluşmasından sıkılmıştım.Nasıl baktığını da anlayamıyordum yada ne düşündüğünü...Yanında bir sürü onunla konuşmak isteyen arkadaşı vardı.Bütün kızlar ona hayran hayran bakıyordu.Beste de ayrı bir mesele zaten.Rüzgar'ın dikkatini çekmeye çalışıyordu.Telefondan bir şeyler gösteriyordu.Kulağına birşeyler fısıldıyordu.Öpüyordu.(Yuh tamam anladık sevgilisiniz ama bu kadar insanın arsında olacak şey değildi.Rahatlık diz boyu)Ne yazık ki Rüzgar ona bir tepki göstermiyordu.Bestenin bütün çabalarına rağmen Rüzgar onunla ilgilenmiyordu.Ya telefonda birileriyle mesajlaşıyordu ya da sınıfı göz hapsine alıyordu.(Özellikle de beni.Bu oldukça can sıkıcıydı.Umursamamk için elimden geleni yapıyordum.)Ben böyleyken diğer kızlar Rüzgar bana baktı diye çıldırıyordu.Ne var bu kadar  çıldıracak anlamıyorum ki bu çocukta.Altı üstü yakışıklıydı.Tamam kabul çok yakışıklıydı .Fakat abartmanında bir anlamı yokdu bence.Birinin kesinlikle bu kızlara ne kadar şapşal göründüğünü söylemesi gerekiyor.Ama tabi o kişinin ben olduğunu sanmıyorum.Sınıf henüz beni kabul etmiş gibi görünmüyordu.Hatta bazen görünmez olduğumdan bile şüpheleniyordum...

                                                                                  ***

Bugün bitmeyecek gibiydi.Ben  ve Barış'ın dışında herkes mutlu görünüyordu.Arada Barış'a bakıp duruyordum o benim bakışlarımı yakaladığında ise  başka tarafa çeviriyordum gözlerimi.Bugün biraz durgundu.Nesi var anlayamadım.(Sanki yıllardır tanışıyoruz da).Rüzgar'la ve birkaç kişiyle kısa sohbetler dışında pek fazla konuşmuyordu.Bense sadece ufak çaplı tahminler yürütüyordum.Hasta olduğu yada ne biliyim bir derdinin olduğu ve bu yüzden  çok fazla konuşmak istemediği gibi..

Hoca tahtada uzun bir süre dersini anlattı.Kimse de dinlemiyordu zaten.(Benim de notlarımı fazladan şişirseler bende dinleme gereği duymazdım.)Zilin çalmasıyla birlikte anlamsız 40 dakikanın ardından hoca çantasını alıp sınıftan çıktı.(Oh be en sonunda)Cidden karnım çok acıkmıştı.Hemen bir şeyler yemek istiyordum.Bir an önce midemdeki boşluğu doldurmam gerekti.Yemekhanenin nerede olduğunu bilmiyordum. Sormanın da gereksiz olduğunu düşündüm.Mecburen (Çaktırmadan) bizim sınıftakilerin  peşine takılıp yemekhaneye indim.

Yemekhane tıklım tıklım doluydu."Kurt gibi acıkan tek ben değilmişim"diye geçirdim içimden.Uzun bir yemek kuyruğundan sonra ne kadar zor olsada boş bir yer bulup oturdum.Yemekler lezizdi.Eski okulumda çıkan yemekler arsında dağlar kadar fark vardı.

Bir yandan etrafıma bakınıyor diğer yandan yemeğimi yiyordum.Rüzgar,Beste,Barış ve iki tane kız aynı iki masa arkamda yemek yiyorlardı.Kızları tanımıyordum.Beste ise Rüzgar'ın ilgisini çekme çalışmalarına burada da devam ediyordu ama pek başarılı olduğunu söyleyemeyeceğim.Yemeğini yedirmeye çalışıyordu.Tabi beyefendi oralı olmuyordu.Aslında ne yalan söyleyim çok komik görünüyorlardı.Rüzgar sanki küçük bir çocuk,çakma sarışında bakıcısı gibiydi.Bu manzara karşısında gülmemek elde değildi.Ben içimden sessiz kahkalar atarken karşımdaki sandalyeye biri oturdu.

YOK ARTIKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin