Kızımızın her halini görün istiyorum.Tatlılıktan ölüyor resmen şuna bakın :)
"Eee ne var bunda"
"Bazen gerçekten saf olduğunu düşünüyorum."
"Uf be sensin saf."
"Bak fındık kurdum.Meyra'da benim onun yanında çalışmamı istiyor."
"Ay ne güzel işte.Ne istiyorsun anlamadım ki."
"Bak hala anlamıyorsun.Arada kullan şu beynini.Meyra'nın patron olduğu bir yerde çalışıcağım.Sonrada onun ailesine gidip "Ben sizin şirketinizde çalışıyorum.Meyra 'da patronum."mu deyim.Zaten buraya onun için geldik.Yarın tanışıcağız.Ne yapacağımı bilemiyorum."
"Ne olacak.Çıkarsın karşınıza ben sizin kızınızı çok seviyorum ve onunla evleniceğim dersin.Kendi emeğinle çalışıp kazanıyorsun.Seni maaşınla yargılayacaklarını düşünmüyorsun herhalde."
"Düşünüyorum."
"Saçmalama.Bu sorun değil."
"Anlayacağını düşünmedim zaten."diyerek kumandayı tekrar alıp televizyonu açtı.Cevap vermedim.Açtığı programları izlemeye başladım.O da bir şey demiyordu.Ne düşündüğü apaçık ortadaydı.Dayımın dediklerini kafamda toplayınca farkettim ki cidden büyük bir sorundu.Dayım çok gururlu birisiydi.Sanırım bundan olsa gerek bu durumu kaldıramıyordu.Filmlerdeki gibi mi olur acaba diye düşündüm.Zengin baba biricik kızına fakir damadı layık görmez ve ayrılmalarını ister.Cidden ne saçmalıyordum ben.Dayım fakir değildi ki yani en azından bana göre.Televizyon izlemenin yan etkileri işte.Bilinç altıma olmadık fikirler yerleştiriyordu.
Saat 19.00'a geliyordu.Annem daha gelmemişti.Büyük bir olasılıkla mesaiye kalmıştı.Dayımla saatlerce televizyonda ki abudik gubudik şeyleri izledik.Dayım uyuya kalmıştı.Odamdan ince bir örtü alarak usulca üzerine örtüm.Sonra telefonumu elime adım.Ne mesaj,ne çağrı nede başka bir şey vardı.Neden bilmiyorum ama içimden bir ses Barış'a bir açıklama yapmam için bana yalvarıyordu.Son aramalardan numarasını bulup arama tuşuna bastım.Çalıyordu...
"Selam Barış."
"Selam."Sesinde hiçbir ton yoktu.Hemen lafa girme gereği hissettim.
"Ben özür dilerim.Yani seni orada hiçbir şey demeden bıraktığım için."
"Önemli değil.Hiç sorun etmedim.Benim zaten daha önemli işlerim verdı iyi oldu.Şimdi kapatıyorum.Görüşürüz."
"Ba.."Evet beyefendi telefonu yüzüme kapatmıştı.Bunda bu kadar abartılacak hiçbir şey yoktu.Sahildeki çocuk gitmiş yerine birisi gelmişti.Doruk haklıydı.İçindeki merhamet kırıntıları ona iyi yapmaya yetmiyordu.Bir açıklama yapma hakkı bile vermemişti."Hiç sorun etmemişte neymiş efendim daha önemli işleri varmışta.Zengin kendini beğenmiş.Rüzgar'ın arkadaşı işet ne bekliyorsun ki"diyerek telefonu yatağımın üzerine attım.Sinirim tavandı.Erkeklerin benimle böyle konuşmasından nefret ederdim.Mutfaktan kendime bir çay alıp evin içinde volta atmaya başladım.Bir yandanda ne yapsam ne yapsam diye düşünüyordum.Tabiki de Rüzgar,a yada Barış'a değil.Sadece can sıkıntımı uzaklaştırmaya çalışıyordum.Bir kız canı sıkıldığında,sinirlendiğine,mutsuz olduğunda ne yapardı.Evet tam olarak alışveriş.Sanki bir uyuşturucu gibi bağımlılık etkisi vardı.Hemen yeni bir şeyler alıp kendimi şımartmalıydım.Koşarak elimdeki bardağı tezgahın üzerine bıraktıktan sonra dayımı uyandırma operasyonunu başlattım.Tek kişilik bir operasyondu fakat önemliydi.Top patlasa uyanmaz tabirini kesinlikle onun için bulmuşlardı.Uyanmamakta ısrarcıydı ama tabi bende alışveriş konusunda ısrarcıydım.Alışveriş benim ruhumun gıdasıydı resmen.Denediğim her kıyafet bende can bulurdu.Yani ben öyle hissederdim.Hem ayrıca dayım içinde iyi gelebilirdi.Birincisi canı sıkkındı.İkinciside yarın aile tanışması vardı.Yeni bir şeyler iyi olabilirdi.Alışveriş krizim içimdeki yaramaz çocuğu uyandırmıştı.Şimdi yapacaklarım tamamiyle onun eseriydi.Mutfağa gidip bir bardak soğuk su aldım.Salona geldiğimde hem az sonra olacaklarda habersiz mışıl mışıl uyuyan dayıma hemde bardağıma şeytani bakışlar atarak "Bunu sen istedin"dedim.Dememle dayımın soğuk suyla buluşması bir oldu.Büyük bir sıçrayışla yerinden kalktı.Uyandırmakla kalmamış harekete de geçirmiştim.
"Mısra iyi misin sen?Ne yapıyorsun?"dedi.Bana manyak olduğumu düşündüren bakışlar atarken.Ancak bu bakışlar şu an hiç umurumda değildi.Ayrıca biraz manyak olduğumda söylenebilirdi ama birazcık.Arkasına geçip iki elimi sırtına koyup itmeye başladım. Bu koca adam kendi isteğiyle yürümese onu hareket ettirmem imkansızdı.
"Hadi yürü koca adam.Misafirsin diye bu oturacağın anlamına gelmez.Alışverişe gidiyoruz.Yeee"dedim coşkulu bir sesle.Bende ki coşkunun üçte biri bile onda yoktu.Sanki ondan tuvaleti temizlemesini istemişim gibi hayret etti.Bana omzundan bakarak yüzünü buruşturdu.
"Alışverişe gitmek için benimi beliyordun Mısra?"
"Evet.Seni bekliyordum.Hadi üstünü değiştirde hemen çıkalım."diyerek var gücümle onu odaya ittim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
YOK ARTIK
ChickLitTesadüfen gözleri gözlerime değdi.Bunun büyük bir aşkın başlangıcı olduğunu bilemezdim... "Sana tut diyen yok zaten.Senin kollarında olmaktansa yeri boylamayı tercih ederim Bay Ukala."dedim. , "Öylemi."diyerek üzerime doğru yürüyüp,beni duvara yasl...