Merhaba gencolar!
Nasılsınız?
Pazartesi' yi bir tek ben mi sevmiyorum?
Medya: Batın.
Umarım hikayeyi seviyorsunuzdur.
İyi okumalar 🤎!
Akif Bey heyecanla konuştu.
"Kızım, bak bu aile dostumuz Ekrem, aynı zamanda çocukluk arkadaşım. "
Ekrem amca bana elini uzattığında sevecen bir gülümsemeyle uzattığı elini sıktım.
"Mina."
Akif Bey tekrar konuştu.
"Bu da annenin arkadaşı, Filiz."
O da bana elini uzattığında onun da elini aynı gülümsemeyle sıktım.
"Mina."
Bu sefer babam uzanıp Oğuz' un saçlarını karıştırdı.
"Tanışmışsınız herhalde?"
Onaylar şekilde kafamı salladım. Bu sırada gözüm Oğuz' un abisine kaydı. Çatık kaşlarıyla bana bakıyordu. Zihinden matematik işlemi çözmeye çalışıyor gibiydi.
Oğuz bana elini uzattığında kıkırdayarak tuttum. Yüzü gülüyordu.
"Peri."
Dedim neşeyle. Eli çok küçüktü. Akif Bey tanıtmaya devam etti.
"Bu da en büyük oğulları, Batın."
Ona döndüğümde gülümsedi. Ama daha çok eve misafir geldiğinde selamlaşmak için zorla güldüğün gülüşlerdendi bu, samimi değildi.
Uzattığı elini tuttum. Elleri çok sıcaktı. Ya da ben ceketimi çıkardığım için üşüyordum.
"Mina."
Ellerini ellerimden çekti. Annem ve Filiz yenge geldiklerinden beri olduğu gibi yine dedikodu yapmaya başladılar.
Ekrem amca nazikçe garsonu çağırdı. O an için bir saniyeliğine bile olsa Filiz yengenin bakışlarındaki hayranlığı yakalamıştım.
Garson geldiğinde menülerimiz dağıttı. Açıp boş boş bakarken hepsinin ismini ilk kez görüyordum. Herkes siparişini verdikten sonra en son ben kalmıştım. Selim abi benim hâlâ boş boş menüye baktığımı görünce menüyü elimden alarak kapattı ve benim yerime konuşmaya başladı.
"Tavuklu Fettucini Alfredo. Yanına da Kola."
Umarım güzel birşey istemiştir. Zaten midemin bulantısının tam olarak geçtiği söylenemezdi.
Yavaş yavaş yemekler servis edilmeye başlamıştı. Önüme konulan tavuklu, soslu, bir çeşit erişte makarnası gibi duran şeye baktım. Kafamı masadaki diğer yiyeceklere çevirdiğimde Selim abinin de benimle aynı yemeği aldığını gördüm. İstemsizce gülümsedim.
🤎
Yaklaşık 40 dk önce yemekler bitmişti. Ben Oğuz ile sohbet ederken Selim abim, Akif Bey ve Ekrem amca iş ile ilgili koyu bir sohbete dalmışlardı. Eda Hanım ve Filiz yenge de dedikodunun dibine vuruyorlardı. Geriye kalan Araz, Adar, Mirza ve Batın ise telefonuyla ilgileniyordu.
Saatin 22.00 olmasıyla ayağa kalktım. Kimsenin eve gitmeye niyeti yok gibiydi. Eda Hanım' ın yanına gittim ve sessizce konuşmaya başladım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MİNA
ChickLitMina Çakır. Aslında Mina Aksoy olduğunu 17 yıl sonra öğrenirse ne mi olur? Bunu öğrenmek için kitabıma göz atabilirsin. Öncelikle profesyonel birşey beklememenizi, sadece eğlencesine yazılmış bir kitap olduğunu bilmenizi isterim. İyi okumalar <3...