MİNA

BÖLÜM 16

Helü!

Nasılsınız?

Umarım iyisinizdir.

880 oy olduk, çok teşekkür ederim. 🤍

Bu arada dolar 13,84 TL.

İyi okumalar 🤎.

Mutfağa giderek elimdekileri bıraktım ve tekrar Duru ile salona geçecekken zil çaldı.

"Annenlerdir."

Duru konuşunca ona dönerek kafamı salladım. O kapıya giderken ben de peşinden geldim. Kapıyı açtığında gerçekten de annemler gelmişti.

Müneccim mi acaba?

Tam o sırada merdivenden sesler duyuldu.

"Geldiniz mi?"

Annem gülerek kafa salladı. Filiz yenge, bir tane daha kadın, Ekrem amca ve bir tane daha adam merdivenden iniyorlardı.

Annemler ayakkabılarını çıkararak içeriye geldiler. Sonra herkes birbirinin yanaklarını öperek sarıldı. Önümde Filiz yenge durdu.

"Hoşgeldin Mina."

Dedi sevecenlikle. Gülümsedim ve ona sarıldım. Ayrılıp yanaklarımı sulu sulu öptü. Sonra adını bilmediğim kadını önüme sürükledi.

"Bak bu Mina."

Diyince gülümsedim. Kadın konuştu.

"Ben Sevim. Batın' ın teyzesiyim belki bahsetmiştir."

Kafamı iki yana salladım. Hemen Batın' a döndü.

"Aşk olsun Batın. Ben bahsedilmeyecek kadın mıyım, hı?"

Dedi triple. Gülümsedim. Tatlı bir kadındı. Elimden tutarak beni kendi etrafımda bir tur döndürdü.

"Ne kadar güzelsin sen, oyyy yerim."

Diyerek Filiz yenge gibi o da öpüp sarıldı.

"Edacım hava güzel acaba bahçeye mi hazırlatsak masayı?"

Diye sordu Filiz yenge. Annem kafasını sallayarak cevap verdi.

"Olur canım açmış hava."

"Gelin o zaman bahçeye geçelim."

Ekrem amcanın konuşmasıyla herkes az önce çıkardığı ayakkabılarını tekrar giymeye başladı. Ben de tam yönelip ayakkabılarımı giyecekken aklıma telefonumu unuttuğum geldi. Hızlıca salona gittim. Telefonu koltuğun üzerinden aldım ve tekrardan kapıya yöneldim. Duru dışındaki herkes dışarıdaydı.

"Hadi gel seni bekledim."

Dedi ve siyah Converse' lerini giymeye başladı. Ben de yanına giderek beyaz spor ayakkabılarımı giydim. 

"Sağol."

Gülümsedi ve beraber bahçedeki masaya doğru yürümeye başladık. İki tane boş yer vardı. Biri Batın ile Adar' ın ortası, diğeri ise Selim abi ile Oğuz' un ortasıydı. İlerleyerek Selim abinin yanına oturdum.

"Aaa! Peri, hoşgeldin."

"Hoşbulduk."

Dedim gülümseyerek. Sonra Selim abinin kulağına eğilerek konuştum.

"Kedi nerede?"

"Korumalardan birine bıraktım, ilgilenecekler."

Kafamı salladım ve önüme döndüm.