BÖLÜM 22

7.9K 581 256
                                    

Merhabalar!

Nasılsınız?

Aşklar bu aralar birkaç kişi bana DM' den hikaye için fikir öneriyor, eğer isterseniz siz de isteklerinizi belirtebilirsiniz.

O zaman bölüme geçelim.

İyi okumalar <3.

Hemen siyah çantasını öğretmen masasının üstüne koydu ve sınıfa döndü.

"Çocuklar geç kaldığım için kusura bakmayın."

Bana baktı ve konuşmasına devam etti.

"Evde olmayan bir çantayı arıyorduk da."

Hemen gözlerimi kaçırdım ve önümdeki matematik kitabını incelemeye başladım.

"Kitaptan sayfa 79'u açın."

Yeni konuya geçmeden birkaç problem çözerek dersi bitirdik. Zil çalar çalmaz elimdeki kalemi masanın üzerine fırlattım ve kafamı sıranın üzerine koydum.

Beynimi hissetmiyorum!

Var mıydı ki?

Deniz de kafasını sıraya koydu. Karşılıklı bakışıyorduk. Gözlerine baktım, masmaviydi.

Biz bununla akraba değil miyiz?

Neden benim gözlerim mavi değil?!

"Sıkıldım ya."

Deniz' in yakınmasına omuz silktim. Bir anda kahkaha atmaya başladı.

"Çok komik görünüyorsun."

Tekrar gülmeye başlayınca elimi kaldırdım ve yanağına sert olmayan, yalandan bir tokat attım. Hemen elini yanağına koydu ve doğruldu. Bir şey oldu sanıp ben de doğruldum ve ona döndüm.

"Ne oldu? Çok mu sert vurdum, acıyor mu?"

Elini yanağından indirmeden kafasını iki yana salladı ve konuştu.

"İlk defa tokat yedim. Çok garip bir hismiş, bir daha vursana."

Göz devirdim, kafamı tekrar sıraya koyarken mırıldandım.

"Daha çok yersin sen o tokatı."

🤎

Aradan birkaç ders geçmişti, 5. dersteydik. Ders fizikti ve hoca hiçbir şekilde uyumamıza izin vermiyordu. Dersin sonlarına doğru sıkılarak elimi kaldırdım.

"Lavoboya gidebilir miyim?"

Hoca kafasını aşağı yukarı salladığında ayağa kalktım ve sınıftan çıktım. Klozetli tuvaletlerden birine girdim ve işimi halledip ellerimi yıkadım. Tekrardan sınıfa girdim, girdiğim anda zil çaldı.

Allah' ın şanslı kuluyum!

İçeriye geçmeden Duru' ya seslendim, sırasından kalkıp yanıma geldi.

"Gelsene kantine gidelim."

"Ben gelmem."

"Hadi ablaa."

"Tamam."

Gülüştük ve 3 kat inerek kantine girdik.

"Sen bir şey ister misin?"

Dedim Duru' ya. Kafasını iki yana salladı.

MİNA Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin