Kızlar yurdunda kalan bir genç kızın başına en fazla ne gelebilir ki? diye sormayın.
Çünkü kimse kendini organ ticareti yaparken bulmayı hayal etmez.
~
Yayımlanma tarihi: 29 Kasım 2021
Herkese selam bee✨ Kitap sonunda 1K'ya ulaştı. Sayıların bir önemi yok ama yazdıklarımın okunmasının bir önemi var bu yüzden mutluyum. Benimle bu yolda ilerleyen herkese teşekkür ediyorum. 🦋
⭐️⭐️⭐️ OY VERMEYİ UNUTMAYIN ⭐️⭐️⭐️ Keyifli Okumalar! - yektane
MEDYA: Dolu Kadehi Ters Tut - Öylece Durdun
Öyle sevdim ki seni Öylesine sensin ki! Kuşlar gibi cıvıldar Tattırdığın acılar. - Cemal Süreya.
🩹🔥
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
9. KALP AĞRISI
Bakışın, kalbimi; gözlerin, ruhumu; saçların, benliğimi. Sen, sen, sen... sen, beni.
"Seni 2 aydır takip ediyorum, evdeki her detayı biliyorum Feris." dediğinde bana kaşlarını çatarak baktı. Birkaç saniye ben şok ile o ise sinirle birbirimize baktık. Sonra yüz ifadesi bir anda değişti ve gülmeye başladı.
"Nereden bilebilirim Feris? Gündüz susamıştım, bardak ararken buldum." dedi ve sandalyeye geri oturdu.
Şaşkın olan yüzümü düzeltmeye çalıştım. Kuşkucu bir kadındım ve neredeyse ilk dediğine inanmış, kafa atıp güzel burnunu bebek suratında yamultacaktım. Girdiğim şoktan çıktığımda Usain Bolt gibi hızlı davranarak konuyu değiştirdim.
"Sabah hesap, hesap diyordun ver hesabını bakalım. O kadar yol tepecek, bu kadar hastalanacak ne hesabıymış bu?"
"Sen hesap soracağım dedin. Ben neyin hesabını vereceğimi bile bilmiyorum ki." dedi çocuksu bir sesle.
Tam konuşacaktım ki salonda onun çalan telefonunun sesi geldi ve kelimelerim ağzımda hapis oldu. Telefon sesiyle beraber oturduğu sandalyeden kalkıp salona geçti. Ocağın altını kısıp mutfak kapısına ilerledim ve onu telefonu açmasını bekledim.
Güneş arıyordu sanırım...
"Efendim." dedi karşıdaki insana. Meraklı bir şekilde dinlemeye devam ettim, ayıp olduğunu bile bile.
Ama o bir kızın evinde izinsiz bir şekilde kalabiliyorsa benimde telefonunu dinleme hakkım var öyle değil mi?
Ciğerlerinden derin bir nefes alarak, "Caroline..." dedi. Boğazının hâlâ kötü olduğu nefes verişinden bile anlaşılıyordu. "Bırakın onu." dedi karşı tarafa. Güneş değildi, bir yabancıyla Türkçe konuşuyordu, hem o kadın, kimi bırakacaktı?
"Ne diyorsam o Caroline. Onlara söyle geleceğim." dedi ve başka bir şey demeden salon yeniden sessizliğe büründü. Telefonunu kapattığını anladığımda ocağın önüne hızlı adımlarla geri döndüm. Birkaç dakika sonra Kıvanç yeniden mutfağa geldi ve eski yerine oturdu. Konuştuğu kişi kimdi acaba?
