1. Meleğin Cehennemden Düşüşü

21.4K 539 192
                                    

Merhaba ✨

🩹 01.12.2021 🔥

Kitabın ana karakteri Afra değil, ana karakter Feris kitaba 2.bölümün sonunda giriyor. Bu yüzden ilk iki bölümde diyalog sayısı çok az, ısınma bölümlerinde kitabı bırakmayın.✌🏻

⭐️⭐️⭐️OY VERMEYİ UNUTMAYIN ⭐️⭐️⭐️
Keyifli okumalar!
- yektane

Başlama tarihinizi yazabilirsiniz. 🔐

                                          🩹

MEDYA: Hedonutopia - Siyahı Makbul

Kan var bütün kelimelerin altında
Umulmadık bir gün olabilir bugün
Kan var bütün kelimelerin altında
Beş dakika tut bir aynanın önünde
- Cemal Süreya.

🩹🔥

🩹🔥

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

1. MELEĞİN CEHENNEMDEN DÜŞÜŞÜ

Yaşadıklarımız farklı olsa da zorlandığımız hep aynıydı.
Kendimizden kaçamamak.

Doğmak, büyümek, öldürmek, öldürülmek.

Bir insanın hayatı dört evreden oluşuyordu. Doğar, büyür, yaşlanır ve ölürdü.

Oysaki benim hayatımın üçüncü evresi yaşlanmak değildi. Son evresi de ölmek olmayacaktı. Benim hayatım bu evrelerden çok daha fazlasıydı. Tanrı beni melek olarak göndermemiş olsa da Azrail'in görevini geçici olarak üstlenmiştim.

Parmaklarımın arasındaki neşter, kızın beyaz tenine dayanmasıyla kırmızıya bürünmeye başladı. Şimdi bu kızın bedenindeki kanı boşaltacak ve vücudundaki en hayati organına, kalbine kadar alacaktım. Ruhunu ise kendime saklayacaktım çünkü attığım her neşter darbesiyle kendi ruhumdaki göçüğü kazıyordum ve bu göçüğü doldurmam için önümdeki sedyeye yatırdığım kızların yarım kalan hayallerinin öfkesine ihtiyacım vardı.

Evet, ben bir ruhun öfkesine muhtaç olacak kadar zavallıydım.

Keskin neşterim bir darbe daha vurdu sıska bedene. Benim için iki senedir rutine bağlanan bu durum, onlarca kızın hayatlarını çalıyordu. Kızdan aldığım son organ olan kalbi, Serpil'e uzattım.

Bitmişti işte, ölmüşlerdi, öldürmüştüm. Dikmeyecektik bile.

"Hiç yoktan onların bedenlerini güzel uğurlayalım, dikelim." dediğimde, edilen hakaretlerin ve tehditlerinin yankısı hâlâ kulağımdaydı. Ne diyordu Kâhin Zelal? Zaman kaybı...

Üstüne temiz kefenini örter gibi kan içindeki mavi çarşafı omuzlarına kadar örttüm.

İki saniye önce kalbini aldığım on dokuz yaşındaki sarışın, kıvırcık saçlı kızda gezindi gözlerim. Adı Zehra'ydı. Dört ay önce boş bir anıma denk gelmiş ve onunla kısa zamanlı bir sohbete maruz kalmıştım. Zehra'nın hayalleri zihnime bir şırıngayla dolmaya başladığında bu kısa sohbetin büyük bir hata olduğunu daha iyi anlayabiliyordum.

YARALI KÜLHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin