24. Ünzile - ÖZEL BÖLÜM

2.6K 121 36
                                    

🥀 27.07.2022 🥀

Merhaba... bu bölümün her kelimesinde kalbime bir sancı girdi. Benim için ayrı bir yere konuldu bile.

Yaprak ile ilgili bir şeyler okumak istiyorsunuz farkındayım ama her karakter zamanı gelince kendini yazdırıyor, anlatıyor. Zamanı gelince okuyacağız. 🍀

Keyifli okumalar. 🖇

Not: Bu bölüm, kitabın olay örgüsüne bir şey katmayacaktır. Okumak istemeyen geçebilir.

Medya:
Sezen Aksu - Ünzile.

Medya:Sezen Aksu - Ünzile

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

🥀

İlahi Bakış Açısı ( 16 Sene Önce )

Karnındaki dayak darbelerinin acısından kıvranarak ve ağlayarak uyuya kalan sekiz yaşındaki kız, annesinin dürtmesiyle sabah saat beşte uyandı. Kızdan bir ve üç yaş büyük olan abileri uyurken, o; kız olduğu için bu saatte kalkmak zorundaydı.

Küçük elleriyle gözlerini ovuşturan kız önce yüzüne düşen kıvırcık saçlarını geriye itekledi sonrasında ise duasını etmeye başladı. Bugün babasından dayak yememek için avuçlarını gökyüzüne kaldırdı.

"Allah'ım, lütfen babamı bugün sinirlendirme. Canım hala acıyor biraz geçsin sonra sinirlendir. Olur mu?" 

Bir yaratanın, Allah'ın ne demek olduğunu bile bilmeyen kız; arkadaşlarından gördüğü şeyi her gün tekrar ediyordu. Arkadaşları avuçlarını gökyüzüne kaldırıp oyuncak isterlerdi ve kabul olurdu. Babaları onlara hep oyuncak alırdı. Kızın isteği ise dayak yememekti.

"Asude, Gelsene kız! Baban kalkacak, kahvaltıyı hazırla!"

Kız, annesinin azarlar gibi bağırmasıyla yatağında sıçradı. Canının acıması biraz da yerdeki döşekte yatmasındandı. Ablaları gibi ona da yer yatağı düşmüştü. Kızın iki ablası da evlendirilmişti, evde sadece abileri kalmıştı. Abileri hep karyolada, yumuşak yerde yatardı.

Kız ise hiçbir şeye itiraz edemezdi. Ondan ne istenirse ve o da istenileni yaparsa, dayak yemeyeceğini düşünürdü.

Üstüne geçirdiği küçük şalvarla annesinin yanına gitti. Kırık dökük mutfak tezgâhını andıran yerde kahvaltıyı hazırlamaya başladılar. Birkaç dakika sonra kız, annesinin emiriyle bahçeye çıktı güneş daha yeni doğmaya başlamıştı, güneşe bakarak güldü. Güneş, küçük kızın kalbini ısıtıp umut tohumları serpiştirdi.

Belki bugün babası onu severdi.

Güneşle selamlaşmasını bitiren kız tavuklarla biraz oynadı. Kimse fark etmezdi ama o daha sekiz yaşında oyun çağında bir çocuktu. Kümesteki tavukların altından dört yumurtayı aldı.

Kız, yumurtayı çok seviyordu ama hiçbir zaman yiyemiyordu. Çünkü kız, ailesine hizmet etmekten kahvaltı masasına oturuncaya kadar yumurta bitiyordu. Belki de yumurtayı hiçbir zaman tam yiyemediği için seviyordu. Beşinci yumurta ise her zaman masraftı, kız yumurtayı sevse de hiçbir zaman beşincisini almazdı.

YARALI KÜLHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin