- içimde kötü bir his var. Dedim yanımda durmuş denizi izleyen drageye.
-çok şey yaşadık endişelisin sadece.
-hayır. Baksana burası okyonus ülkesi. Sence deniz insanlarının bizden haberi olmamışmıdır. Korsan buraya sürgün edilmiş prenses elly kayıp, sencede çok sessiz değilmi ortalık. Hiç olmassa geçit önünde asker olması gerekirdi. Bu kadar başı boş kalması tuhaf.
Düşünceli şekilde etraf bakan drage bana hak verdiğini belli edercesine mırıldandı.-kötü bişey olmasından korkuyorum. Dedim.
- olsada cemre sen ejderha prensesisin ateş güçün var. Ayrıca derinlerde bir yerde su güçünüde saklıyorsun. Yanında iki su prensi bir deniz kızı prensesi ve bir sürü korsan var. Sencede denizdeyken güç bizim tarafımızda değilmi?
-belki ama hepiniz güçlerinizi biliyosunuz. Bense ateşmiş suymuş bunları hiç kullanmadım ki. Tek yaptığım doğa üstü şey birinin yaralarını iğleştirmekti.Bir kaç saniye gözlerime bakan drage sonrasında elimden sıksıkı tutmuş ve beni iskeleye doğru çekiştirmeye başlamıştı.
-nereye? Dedim.
-uzun zamandır atladığımız bir şeyi yapmaya.Tam geminin en alt açık kısmında olduğumuzdan su tamlacıkları olduğu gibi üzerimi ıslatıyordu. Drage yerde bağdaş kurarak oturdu. Sonra bana da aynısını yapmamı söylercesine baktı. Onun gibi yere oturduktan sonra beklendiyle izlemeye başladım.
- pekalla çok uzun zamandır insanlar güçlerini kullanmadı. Bende dail biraz paslanmış olabilirim. dedi.
Gözlerini kapayan drage derin derin nefes alıyordu. Dakikalarca o şekilde odaklandı sonra dizinin üzerindeki elini avucu yukarı bakacak şekilde kaldırdı ve gözlerini açtı.
Göz göze geldiğim an göz renginin buz mavisine döndüğünü farkettim. Sadece saniyeler sürsede bu beni dehşete düşürmeye yetmişti çoktan.
Kastığı yüz kasları gevşerken bir sırıtma yerleşti dudaklarına. Ve sonra sadece bir kaç saniye içinde avuçunda ateş gibi yanan bir küre oluştu. Tek fark bu küre sudan oluşuyordu.
Elimdeki küreye odaklanan drage kürenin şeklini değiştirmiş bu sefer onu su Ejderine çevirmişti. Elinde sallanan ejder tekrar küre haline geldiğinde iki eli arasında top tutar gibi atıp durdu.
Sonra elindeki küre yok oldu.
-bunu yapmayalı uzun zaman olmuştu. Özlemişim . Dedi.
-bu harikaydı. Dedim heycanımın sesime yansımasını engelleyemeyerek.-sıra sende.
-ben yapamam.
-yaparsın.
-nasıl yapacağımı bilmiyorum.
-sakin ol prenses. Derin bir nefes ve gözlerini kapat.Dediğini yaptığımda biraz olsun heycanım azalmıştı.
-sadece sesime odaklan cemre. Sen bir ejderha prensesisin. Geleçekteki kralicelerisin. Sen hem su hem ates velihatısın.
Dragenin kelimleri aklımda tekrar tekra dolaşırken derin derin nefes almaya devam ettim.
- daha önce kullanmamış olman bir şeyi değiştirmez. İçinde bir yerde bir ateş ve bir su kıvılcımı var. Baskın ateş olduğundan önce onu öğreniceksin. Karanlık bir odada olduğunu hayal et önce.
Dış dünyayla tüm bağlantım kopmuştu sanki. Dragenin sesi bile boğuk boğuk geliyordu.
- sakin ol prenses. O karanlık odada önünü görmelisin elini yavaşca uzat avuçun yukarı baksın.
Dediğini yaptım.
-rahatla başka hiç bişey düşünme. Sadece önünü görmek istiyorsun. Avucunda bir ışık olsa görürsün önünü değil mi? İzin ver kalbindeki ateş kıvılcımı avcuna aksın izin ver ışık elinde canlansın.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kayıp Ruhlar
FantasíaKüçükken masalları cok severdim. Güzel prensesleri kötü ejderhalardan kurtaran yakışıklı prensler, küçük bir öpücükle prensesi uyandıranlar... Ama büyüyünce farkettimki, o ejderhada yalnızdı, belkide yalnızca arkadaş istemişti kendine. Peki o prense...