Her düşüş güçlü bir kalkıştan önce ilk hazırlıktır...
72 dk çıkış için harçadığımız 72 dk lanetin gerçek dünyaya 1 gün 6 saat olarak yansıması. Bu da demek ki drage ve alex 10 gündür biz ise 3 bucuk gündür kayıbız. İşin kötü yanı tamda bu gün tüm ordularla geçitlere gelmeleri için anlaşmıştık. Ve ben geçitlere giderek orayı güvenli yapamadım bile.
Hiç konuşmadan labirentten çıkmayı başardık ama zamanımız o kadar kısıtlı ki biran önce vadiye varmak zorundayız. Ayrıca rose var...
Gözlerim bir an için drageye kaysada yanına gitme fikrini hemen uzaklaştırdım aklımdan.
Önümden ilerleyen alexe yaklaştım ve kısık sesle,
-rose'a ne oldu? Diye sordum.
Gözlerini kaçırarak zorla yutkundu.
Sonra,
-kaçtı. Dedi.
-ne?
-kaçtı. Kral büyücü olduğunu öğrendi. Onu öldürmek istedi. Bizde son anda bir yolunu bulup kaçmasını sağladık. Ama vadiye yada senin yanına gitmesini bekliyoduk. Belli ki yanında değil. Derken melodiyi işaret etti. Sonra devam etti.
-ama vadidedir dimi? Bu sefer bir çocuk gibi çıkmıştı sesi sanki annesinden onay bekleyen bir çocuk.
-bilmiyorum. Dedim dürüst olmaya çalışarak.
Ama içimden bir ses vadide olmadığını da söylüyordu. Çünkü vadide olsa luna söylerdi. Yada benim tanıdığım rose lunayı çağırdığımda benim yanıma gelmek için herşeyi yapar lunayla gelirdi.-ama güvendedir. Dedim tedirgin ifademi yüzümden uzaklaştırmaya çalışırken.
-nerden biliyorsun?
-bizim oralarda bir söz vardır alex. Derler ki kötü haber tez duyulur. Rose bişey olmuş olsaydı bir şekilde haberimiz olurdu. Hem o senin düşündüğünden de güçlü.-ama burası sizin orası değil. Arkamızdan bize yaklaşan ve ne zamandır bizi dinlediğinden emin olmadığım drageye aitti bu sözler. Ben bakışlarımı ondan kaçırarak ilerlemeye devam ederken onun bakışları inadına benim üzerimdeydi.
Bu sırada artık yürümekten yorgun düŞen melodi,
-cemre ejder falan çağırsan çok yoruldum. Diye inledi.Ama hala güçlerim tam olarak yerine gelmemişti. Labirentten çıkmış olsakta etkisi tam olarak yok olmamıştı.
-oraya gittiğimizde neyle karşılaşırız bilmiyorum. Dedim gözlerim yerde ilerlerken.
-hiçbişey planladığım gibi gitmiyor. Belki savaş çoktan başlamış belki çoktan kaybetmişizdir. Belki de başlamak üzere. Bilmiyorum. Bildiğim tek şey geç kaldığımız.
Size tüm 6 diyara bir söz vermiştim.
Özür dilerim. Sanırım başaramıycam. Dedim gözümden bir damla yaş akarken.-herşey için çok erken. Dedi alex ama onun sesinden bile tükenmişlik okunuyodu.
-rose yok. Destek ordular diyara giriş yapabildimi mechul. Luna madenlere saldırıp insanları kurtarabildimi meçul. Bir çok kişi güçlerini kullanamıyor. Biz yetişemedik... Evet biz sayıca fazlayız. Sayıca fazlayız ama karşımızda 7 diyarın en gelişmiş en yetenekli ve en çok cephaneye sahip iki ordusu var. Bu şey gibi büyük bir kirpi ile küçük bir su yılanının savaşı gibi... Dedim.-pes mi ediyorsun yani? Dedi drage sert bir sesle.
-hayır. Yanlızca farkediyorum ki ben hiç bir zaman başlamamışım bile. Yanlızca kendimi kandırmışım.Melodi ve Alex ses çıkarmadan ilerlerken drage kolumdan tutarak beni durdurdu. Baştan beri kaçırdığım gözlerim onun gözlerine takıldığında zorla yutkundum.
-pes edemessin? Dedi.
-sencede omuzlarıma gereğinden fazla yük koymadınızmı? Daha 19 yaşıma bile girmedim. Dedim sakin bir sesle.
-allah kimseyi kaldırabileceğinden fazla yükle sınamaz. Sen güçlüsün cemre. Sen fazla güçlüsün. Kendine haksızlık etme.-ya ne demezsin. Güçlerimi bile yanlızca bir kaç kez kullandım.
-yapma şunu! Dedi yakınırcasına.
-neyi?
-kendini küçümseme artık.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kayıp Ruhlar
FantasiaKüçükken masalları cok severdim. Güzel prensesleri kötü ejderhalardan kurtaran yakışıklı prensler, küçük bir öpücükle prensesi uyandıranlar... Ama büyüyünce farkettimki, o ejderhada yalnızdı, belkide yalnızca arkadaş istemişti kendine. Peki o prense...