yukarıda jo için yaptığım edit videosu var.
↺
|böylesi çok daha eğlenceli
Öldüğümde pek bir küçüktüm,
henüz on yedisinde eli kanlı bir gençtim.
Çoktan almışlardı benden masumiyetimi,
geriye de bırakmamışlardı gülümsememi.
Gerçi çok olmuştu onu benden çaldıklarının üzerinden geçeli,
bir güz gecesiydi sadakatimi hak etmeyen itlere vereli.Oldu ihanetin üzerinden geçeli,
hiç unutmam o huzursuz geceyi.
Gördüm bana açıklama bile yapmayan sözde kardeşimin gözünde o dehşeti.
Aldım babasından canını, en sevdiğini.
Bilirdik biz de en çok kendisini sevdiğini.bir güz gecesi
Taehyung'un yanına çektiği adamlar çoktan içeriye sızmıştı, kendisi de kale gibi korunan evin her bir köşesini sahibinden daha iyi bilirdi. Burada kardeşiyle, eski can dostuyla, çok fazla antrenman yapıp oyun oynamışlardı. İlk vakitler Jaebum'un babası, Taehyung'un dışarıya çıkmasına izin vermediğinden bu koca ev hapishane olmuştu küçücük bedenine. Henüz dört yaşındaydı buraya ilk geldiğinde. Eline silah tutuşturmuşlardı anında, vurmasını istemişlerdi. Taehyung'un başta böyle şeylere ilgisi vardı ama sonrasında bir zorunluluk halini almıştı.
"Taehyung, Im yatak odasında. Fark ettiğinde nereye kaçacaktır?"
Yoongi'nin sorusuna güldü sesli bir şekilde, silahını sertçe çekip sağa ayrıldı. Ayrılır ayrılmaz Yoongi'ye döndü, arka arkaya yürüyordu.
"Kaçmayacak."
Ardından bodrum katındaki korunmayan gizli geçitten çıktılar. Yıllardır hiç özlem duymadığı bu hapishane duvarlarını görmek, Taehyung'da tiksinti hissettirdi. Buradan ayrıldığında, on yedisinde bir ölüydü. Geriye döndüğündeyse o artık bir yaratıktan farksızdı.
Et istiyordu.
Kan.
İntikam.
Öfkenin bedenini ele geçirmesini izin verdi, zira o bundan güç alırdı. Ailesine olanlardan, ona on yedi yıl boyunca dayatılan hayattan.
Elindeki silahtan.
Evin bodrumu bile bakımlıydı, Im ailesine de pek yakışırdı. Burada bu saatlerde kimse olmadığını hesap ederek rahatça girmişlerdi ve bilerek saati de çok geç seçmemişlerdi. Bu saatlerde Bay Im yatak odasında gizli işlerini yürütürdü, düşmanını yatakta gafil avlamak istemiyordu Taehyung. Savaşmak istiyordu.
"Etrafınızı sardık, efendim. Kaçış yok."
Kulağındaki kulaklıktan duyduğu sesi onaylayarak Yoongi'ye son kez baktı. Taehyung Bay Im'in odasına giderken, Yoongi de Jaebum'u tutacaktı. Bu görevi verebileceği tek kişiydi Yoongi zira Jaebum azılı bir rakipti ve karşısında uzun bir süre dayanabilecek pek kişi yoktu, kendisi haricinde tabii.
"İntikamını al, Kim."
Taehyung'un öfkesini harlandı ezip geçtiği merdivenleri aşarken. Her hata yaptığında bu merdivenlerden sürüklenirdi, Jaebum harici kimse de ona ne su ne yemek verirdi. Jaebum ile aralarında bir kapı varken saatlerce konuştuklarını iyi hatırlardı Taehyung. O zamanlar bir kapı vardı ama şu an oldukları kadar uzak değillerdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
JO 'taekook
Fanfiction"seni yaşatanın tanrı olduğunu mu, bu hapishane duvarları olduğunu mu sanıyorsun? yanılıyorsun. seni yaşatan, benim." bu kitap gerçek kötüleri ve gerçek kötülerin kurbanlarını içerir.