1.13: bu adam ezelden sanatkar, aksini iddia edenler yalancılıkla suçlanırlar

6.9K 814 710
                                    

|bu adam ezelden beri sanatkar aksini iddia edenler yalancılıkla suçlanırlar

İnce bel sıcacıktı, kazağın altından sızmıştı eli ve bazen karnına bazense sırtına gidiyordu. Diğer yandan Jeongguk sadece elini ensesine atmış nefesleniyordu. Arkasında ondan daha uzun ve iri bir adam vardı, korkuysa çoktan terk etmişti ortamı. İnce uzun parmaklarını adamı saçlarına çıkardı. Taehyung buna bir şey demedi, şu an tek umursadığı daha önce duyumsamadığı bu kokuyu biraz daha içine çekebilmekti.

"Ne fark eder, her şekilde benim istediğim olmayacak mı?"

Güldü otuzlarındaki adam, Jeongguk sözlerinden çok dokunuşlarına odaklanmıştı. Artık duymuyordu bile ve adamın hiçbir şey yaptığı da yoktu. Sadece yüksek adrenalin hissediyordu Jeongguk, düşmanı gördüğü bu adama böyle dokunmaması gerektiğini de gayet biliyordu.

Taehyung dudaklarını ensesinde gezdirmek adına kazağı sertçe çekiştirdi. Açılan ensesine dudaklarını bastırmış ve öpücüklerini bahşetmişti. Hayır, lütfetmişti.

Diliyle ıslatıyor, ardından geri çekilip serin havada çocuğun ürpermesine neden oluyordu. Yere çöktüğünü hissetti adamın, Jeongguk. Ne yaptığını anlamak için dönmeye çalışsa da mıhlanmıştı olduğu yere ve pozisyona. Kalbi öyle bir atıyordu ki sanki göğsünden kurtulmak istiyordu. Adam kazağını havalandırdı, sırtı açıkta kalınca üşüdü bedeni. Koştuğu için bedeni ısınınca havanın ne denli soğuk olduğunu hissedememişti ama bundan daha önemli mevzular vardı. Çok daha önemli.

Kim Taehyung'un dudakları sırtındaydı. Kuyruk sokumunda uzun bir süre tuttuğu dudakları yukarı çıktı, aşağıya indi ve hiç de yumuşak olmayan öpücükler verdi bembeyaz tenine. Adamın tek eli çocuğun kalçalarını görmezden gelipaşağıya uyluklarına indi. Sertçe sıkmış olduğu bacağı uyuşmuştu anında. Kan gitmediğinden değildi, dokunuşları zehir niteliği taşıdığındandı.

Panzehiri de dudaklarında mıydı, yoksa Jeongguk yavaşça ölüyor muydu?

Gözlerini açık tutamayan Jeongguk başını ağacın kovuğuna yasladı. Sessiz olmaya çalışıyordu ama sanki Taehyung o sessiz kalmaya çalıştıkça daha da zorluyordu. İniltileri ufaktı ama ormanda yayılıyordu. Taehyung'un ise tek çıkardığı ses, dudaklarından geliyordu. Öyle iştahla öpüyordu ki gencin tenini, öpmemesi de imkansız değil miydi? Kadife gibi, yumuşacık ama sıkı ten bana daha kötülerini yap der gibiydi. Bu sefer çocuk da gerçekten istiyordu, Taehyung bunu görmese hiç dokunur muydu?

Jeongguk bir elini saçlarına attı arkadan. Tutamları ve kendisi gibi kıvırcıktı ne de dalgalıydı. Düşündüğünün aksine, aklında Taehyung'u kötü ve çirkin adam yapmayı pek severdi, çalı süpürgesi gibi de değildi. Yumuşacıktı. Akıyordu ellerinin altında ve fark etmeden saçlarıyla oynamaya bile başlamıştı. İnce uzun parmakları arasında akan saçla oynadığını ve bunun şehvetten pek bir uzak olduğunu kavrasaydı devam eder miydi ki?

Bir anda öpücükler kesildi, yokluğu yakıcıydı bu soğuk havaya rağmen. Öpücüklerin yokluğu gibi, ansızın bedenini yere, nehrin kenarına bir ağacın dibine itmişti. Gözlerinde ilk defa görmediği şeyler, geldiği gibi bir bir gitti.

"Taehyung?"

Ama aceleyle ağzını kapattı, Jeongguk ne olduğunu anlamadan da hızlıca üstüne atlayarak bedenini tamamen kapattı. Yuvarlanmalarına sağlayarak iki sık ağacın arasına gelmelerine neden oldu iri adam. Jeongguk'un sırtı çok acıyordu, koca adamın yükünü kendisine vermesi çok ağır gelmişti bedenine. Ne döndüğünü anlamamıştı, Taehyung ona mı saldırıyordu? hem de bu öpücükten sonra? Tenine böyle dokunduktan ve..

JO 'taekookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin