Yeni kurgumdan hepinize merhaba. İlk kez bir hikayeme okuyanlar varsa ki muhakkak vardır. Umarım hoşunuza gider. Bölüm sonunda veya satır aralarında düşüncelerinizi belirtirseniz çok sevinirim. Ve her hikayeme yaptığım gibi buraya başlama tarihi kısmını bırakıyorum.
Buraya başlama tarihinizi bırakabilirsiniz 🖤
Hikayeme oy vererek destek olmayı unutmayın 🖤 Keyifli okumalar 🤍
Önemli not: Kitap bildiğiniz üzere futbol konusu üzerine. Kitapta geçecek futbolla ilgili bilgiler birebir doğru olmayabilir. Bu hususu göz önünde bulundurup, bunun bir kitap olduğunu unutmazsanız sevinirim.
~ 1 ~
"Valeria, çek şunu burnumdan." Burnuma değdirip durduğu makyaj fırçasını elimin tersiyle ittirdim. Gözlerimi inatla hala kapalı tutarak huzurlu uykuma dönmeyi planlıyordum.
"Türkiye'ye dönmeden önce son kez göle gideceğimize söz vermiştin ve sen yarın dönüyorsun Beren. Bugün gitmemiz için son gün, kalkmalısın." Rus aksanıyla konuştuğu ingilizceye alışmış olsamda hala bazı kelimleri kaçırıyordum ama söylediğini anlamam çok zor olmamıştı.
"Tamam kalkacağım, lütfen bana biraz izin ver. Kendime gelmeliyim." dediğimde bana rusça bir şekilde 'tamam' diyerek fırçayı son kez burnuma sürtmüştü. Saniyeler sonra gelen hapşırma isteğiyle gözlerimi aralamak zorunda kaldım ve hemen ardından hapşırdım. Bunun nedeni elbette Valeria'nın burnuma soktuğu fırçanda ki pudra tozlarıydı.
Rahatsız bir şekilde üzerimdeki yorganı iteleyip yatağımda doğruldum. Öyle bakınırken kapımın yanına dizilmiş valizlerimi gördüm. Rusya'da ki son günümle bir kez daha yüzleştim.
"Sana Rusya'da ki son kahvaltın için zapekanka yaptım. En sevdiğinden! Hemen gelip yemelisin yoksa hepsini bitireceğim."
Valeria'nın sesiyle gözlerimi valizlerimde ayırmak zorunda kaldım. Ona geldiğimi belirten bir yanıt verdikten sonra oturduğum yatağımdan kalkarak banyoma yöneldim. Elimi yüzümü yıkadıktan sonra tamamen kendime gelmiş sayılırdım fakat kesinlikle güzel bir kahvaltıya ihtiyacım vardı. Salona girdiğimde yemek masasında oturmuş beni bekleyen Valeria'yı gördüm. Gözlerimi masada gezdirirken ister istemez ağzımdan şaşkınlık nidaları çıkmıştı.
Gerçekten güzel bir veda kahvaltısıydı.
"Valeria, sen en mükemmel arkadaşsın. Bunu söylemiş miydim?" Hevesle sandalyeye kurulurken ondan gelen yanıtta gecikmemişti. "Sanırım birçok kez." Evet birçok kez söylemiştim ve genelde hepsi kahvaltı hazırladığında oluyordu. Rusya'da geçirdiğim iki senede en güzel kahvaltıları hazırlamıştı bana ama yinede içimden 'En iyisi Türk kahvaltısı' demekten de geri kalamıyordum.
"Şimdi sana bugün için planlarımızı anlatıyorum..." Valeria hem bana planı anlatıp hemde kahvaltısına devam ediyordu. Bende aynı şekilde onu dinleyerek masayı silip süpürmekle meşguldüm. Plan basitti aslında. Canın çıkana kadar gölde kay ve canın çıktığında Rusya'da ki arkadaşlarınla veda gecesi için restauranta git. Evet, uzun bir gece olacağı kesindi ve ben sabahın altısında Türkiye'ye uçacaktım.
Harika!
"Yeterince doyduysan artık göle gidelim, seninle kayacağım son günü doya doya geçirmek istiyorum." Valeria'nın söyledikleriyle son lokmamı yutarak başımı salladım ve söze girdim. "Türkiye haberlerine bakayım, hemen giyineceğim." der demez masada duran telefonumu alıp türk haber sitelerinden birine girdim. Günlük kontrolümü yaparken dün akşamki maç sonuçları çarpmıştı gözüme.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Buzdan Gol
RomanceÇimlerin kralı, Fenerbahçe'nin göz bebeği Kuzey Karahanlı. Hayatını kariyerine adamış, tek amacı daha da başarılı olmak olan bir adam. Buz patenine tutkulu, babasının biriciği Beren Tüzün. Rusya'da geçirdiği uzun zamandan sonra Türkiye'ye döndüğünd...