10. Bölüm

22.2K 1.9K 385
                                    

Yeni bölüm hakkında biraz bilgilendirme yapmak istiyorum. Beni uzun süredir takip edenler düzenli bölüm paylaştığımı bilir. Fakat son 1 senedir maalesef bu düzen bozuldu. Gerek üniversite hayatı olsun, gerek kişisel problemlerim olsun fazlasıyla yoğunum. Ne zaman tarih versem bir sorun çıkıyor ve bölümü yetiştiremiyorum. Bu yüzden artık size tarih vermeyeceğimi zaten söylemiştim. Ben bölümü vaktim oldukça yazacağım, tamamlandığında ise payalaşacağım. Belki 1 hafta, belki 2 hafta, belki 1 ay, bu süre değişebilir. Anlayışınız için şimdiden teşekkür ederim.

Hikayeme oy vererek destek olmayı unutmayın 🖤 Keyifli okumalar 🤍

Bol bol yorum yapmayı da unutmayınız 🌺

Yakın zamanda yeni bölümde görüşmek üzere bölüme uğurluyorum sizi 💕

~ 10 ~

"Bacaklarınızı biraz daha kırın." Diyerek uyardım arka arkaya kayan ufak öğrencilerimi.

Kendilerince dizlerini kırmaya çalışmışlar ve hiçte fena değillerdi. Onlar kayarken kolumdaki saati kontrol ettim. Buzdayken telefonumu yanıma almadığım için kendime bir akıllı saat alarak çözüm bulmuştum. Hem saati hemde gelen mesajları kontrol edip öğrencilerime döndüm. Dersin bitmesine 5 dakika kalmıştı.

"Evet, sırayı bozmadan yavaş yavaş pistten çıkıyoruz." Söylediklerimi anında uygulayarak pisti boşaltmışlardı.

Hepsini ailesinin aldığına emin olduktan sonra yanımdaki ufaklığa döndüm. "Bakalım dayın gelmiş mi?" Dediğimde bilmem dercesine dudaklarını sarkıttı.

Ona gülümseyerek telefonumu çantamdan çıkardım ve Kuzey'i aradım. Tam bir kez çalmıştı ki koridorun karşısında görünmüştü. Aramayı hızlıca sonlandırsamda telefonu çalmış olmalıydı ki cebinden çıkarmış ekrana bakıyordu.

Elinden tuttuğum Alya'yı yanımda ilerleterek Kuzey'e doğru yürüdüm. O da telefonunu tekrar cebine koyup bize dönmüştü. Önce dayı yeğen sarıldıktan sonra bana yaklaştığında heyecandan saçmalamamak için öylece durdum. Oysa normal bir şekilde belime sarılıp selamlamıştı beni.

"Merhaba Beren." Dediğinde gülümsedim.

"Merhaba."

Yeğenini kucağına almış ilerlerken bende yanlarından onları takip ediyordum.

"Nasıl geçti dersin?"

"Gayet güzel, her gün biraz daha gelişiyorlar." Dediğimde Alya güldü.

Sıradan sohbetimiz eşliğinde onun arabasına ulaşmıştık. Ön koltuğa oturduğumda ortaya garip bir tablo çıkmıştı. Önde oturan bir kadın ve erkek. Arka koltukta ise bir çocuk.

Pekala fazlasıyla mutlu bir aile tablosu gibi duruyordu.

Saçma sapan şeyler düşünme Beren!

Öncelikle Kuzey ablasının evine sürmüştü arabayı ve Alya'yı bırakıp gelmişti tekrardan arabaya.

"Evet, şimdi ne yapmak istersiniz acaba sadece Beren hanım?"

Bana sorduğu soruyla ona döndüm. "Bilmiyorum." Diyerek yanıt verdim. Görüşmek istediğinde bir planı vardır diye düşünmüştüm. "Bir planın yok mu?" Diye sordum.

"Aslında götürmek istediğim bir restoran var ama muhtemelen sabah magazine düşeriz gidersek." Dediğinde gülerek kafamı iki yana salladım.

"Yok kalsın." Yediğimiz son yemek olmasını istemiyorsak kalması gerekiyordu.

Buzdan Gol Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin