23. ✓✓

69.7K 2.7K 372
                                    

Oturduğum yerde ayaklarımı yukarıya çekip topuklarımı kanepenin ucuna koyarken, mutfakta bir şeylerle uğraşan Doğan'a baktım. Ofis tarzını oluşturan dairenin her parçası iç içeydi.

Hemen üç metre kadar karşımda çift kişilik bir yatak, onun karşısında mahremiyetten uzak bir banyo, ve çıkış kapısına yakın bir mutfak vardı. Mimarî yapısı garipti. Tek kişi için ideal bir yerdi ve göründüğü üzere sanırım Doğan burada tek başına yaşıyordu.

Düşüncelerim Doğan'ın getirdiği bir bardak su ile bölündü. Dizinin birini bacağının altına alıp yönünü tamamen bana çevirdiğinde, "İç biraz. "dedi.

Uzattığı suyu alıp birkaç yudum içtiğimde elimden bardağı alıp sehpanın üstüne koydu. "Sakinleştin mi? Nasıl hissediyorsun?"

Kollarımı bacaklarımın etrafına sarıp çenemi dizlerimin üstüne koyduğumda, "Daha iyiyim." diye mırıldandım. Sonra da derince nefes aldım. "Plakayı gördü mü sence?"

"Sanmıyorum." dedi Doğan. "Aramızda bayağı bir mesafe vardı."

İçim yine de rahat değildi. Yolda gelirken Doğan telefonumun içindeki tüm konuşmaları silip sonra da camdan dışarı fırlatmıştı. Olayın şokuyla önce anlamamıştım ama gül telefonum resmen kurda kuşa yem olmuştu.

Şimdi telefonun sırası mı Yağmur! Önce canını kurtar.

"O adamın eli kolu çok uzun." diye konuştum. Önünde sonunda beni bulacak. O zamana kadar kendime kalacak bir yer bulmam lazım."

Doğan cebinden sigara paketini çıkarıp salladığında rahat bir tavırla yakıp birini bana uzattı. Sigarayı alıp içime çekerken kendine de bir tane yakmıştı.

"Bu adam tam olarak ne iş yapıyor?"

Sigaramın dumanı üfleyip başımı ona çevirdim. "Her tür pislik var. Naylon faturadan tut, kumarhane, sahte fatura, tefecilik say say bitmez."

Doğan kısılmış gözlerle beni izliyordu. "Neden evlenmek zorundasın peki?"

Hiç mi etkilenmedin be adam! İnsan birazcık korku belirtisi gösterir.

"Orhan'ı fazla mı hafife alıyorsun, bana mı öyle geliyor?" dedim elimde olmadan. Hakkında öğrendiğim ek şey hacker oluşuydu, öyle karanlık işlerle de uğraşan bir tip yoktu.

Sehpanın üstüne koyduğu küllüğe sigarasının külünü döküp, "Anlat sen." dedi. "Niye mecbursun, onu öğrenmek istiyorum."

Anlaşıldı. Olan bitenin hepsini tek tek anlatacaktım. Sigaralarımızı içerken en ufak detayına varana kadar ne var ne yok söyledim. Cümlelerim bitene kadar ve bittikten sonra Doğan'ın yüzünde şaşkınlığa dair belirtiler aradım gayet soğukkanlıydı.

"Ailen sandığın insanların kurbanı olacakmışsın neredeyse." dedi düz bir sesle. "Bence en doğru olanı yaptın."

Bacaklarımı aşağıya salıp tıpkı onun gibi oturduğumda dirseğimi kanepenin üst kısmına koyup başımı avuç içime yasladım. "Yaptım yapmaya da şimdi ne olacak orası önemli işte. Orhan'ın eli kolu çok uzun o beni bulmadan gitmem lazım, şehir dışına çıkarım ama otogara bile adam koymuştur o."

Doğanın kaşları çatıldı. "Sakin ol, ayrıca bir yere gitmiyorsun. Tanıdığın herkesi arayıp soracaktır. Şimdilik en güvenli yer benim yanım."

"Korkmuyor musun?" diye üsteledim tekrar. "Benimle beraber sen de yanacaksın. Sadece hoşlandığın biri için kendini tehlikeye atmaya değer mi?"

Doğan gülümsedi. "Korksam seni alıp buraya getirmezdim." Sonra da cebinden telefonunu çıkarıp göz kırptı. "Pizzanı neli seversin?"

Adam durumun ciddiyetinin farkında değil ki, hâlâ boğazının derdinde!

"Fark etmez." dedim ve bacaklarımı aşağı sallayıp yarım saatte ezberlediğim dairenin içine tekrar baktım. Koşturmaktan ve yaşadığım adrenalinden terim bedenimde soğumuştu. Rahatsız hissediyordum.

Yüzümü buruşturarak, "Şey." diye geveledim ağzımın içinde. Normalde çekingen bir yapım yoktu ama banyo mahremiyetten çok uzaktı.

Allah'ım banyonun kapısı bile yoktu!

Duş perdesi ile kapatmak yerine insan şuraya bir kapı yaptırmaz mıydı?

"Ne?" dedi Doğan.

"Banyoyu kullanacağım ama nasıl olacak?" diye sordum. "Bir kapısı bile yok."

•••••

KAÇIR BENİ ✓ (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin