8. BÖLÜM

9.2K 297 150
                                    

Bir insanı neden sevdiğiniz sorusuna cevap bulamıyorsanız
o insanı gerçekten seviyorsunuzdur.

~Paul Auster

8.Bölüm:İtiraf

Bölüm:İtiraf

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


İzmir 2010

Yine abim kurtarmıştı beni çıkmazdan. Duygularımı fark etmemi sağlamıştı. Bu hislerim neydi bilmiyordum. 16 yıllık hayatımın 14 yılı Asya'yla beraber geçmişti. Ne zamandır böyle bilmiyorum ama bir süredir onu gördüğümde öncekilerden farklı hissetmeye başlamıştım. Yanında heyecanlanıyordum, diğerleriyle beraber otururken hep onu izliyordum, onu başkalarından kıskanıyordum, onu görünce bir nevi kalbimde kelebekler uçuyordu. Abimin dediğine göre aşktı bu.

Ee aşksa ne yapmam gerekiyor? Nasıl davranmam gerekiyor? O da bana karşı böyle hissediyor mu bilmiyorum. İşte abimin beni kurtardığı kısım da burasıydı. Git konuş demişti. Konuş hislerini anlat ona. Onun da hisleri karşılıklı olabilir.

Olabilir miydi? O da bana aşık olabilir miydi? Bildiğim tek bir şey vardı. Eğer hislerimiz karşılıklı değilse canım çok yanacaktı. Ve benim en çok korktuğum da eskisi gibi olamayacağımızdı.

Ama içimi kemiren bu sıkıntıyı çözmenin tek yolu konuşmaktı.

Asya papatyaya bayılırdı. Ilgın'la birlikte milletin bahçesine dadanır papatya koparırdı. Ona papatya almak istedim. Bugün yapacaktım artık bu konuşmayı.

Ilgın'la konuşup Asya'yı manolya ağacına göndermesini istedim. Diktiğimiz manolya ağaçları bizimle birlikte büyüyordu. Çok güzel çiçek açmışlardı.

Ilgın çağırma sebebimi sorunca mecburen açıklamak zorunda kaldım. Güldü. Pis pis güldü dakikalarca. Daha fazla ona katlanamadığım için saat yedide Asya'yı göndermesini söyleyip aşağı sokaktaki çiçekçiye koştum. On dakikam vardı. Bir demet papatya aldım. Umarım hoşuna giderdi.

Asya'yı bekletmek istemediğim için koşarak ağca gittim. Ağacı evimizin arka bahçesine dikmiştik. Buraya genelde kimse gelmezdi. O yüzden rahatça konuşabilirdik. Hala beş dakikam vardı. Kalp atışlarım hızlanmıştı. Koştuğum için sanmıştım ama değildi. Asya geleceği içindi.

Beş dakika geçti. Gelmek üzeredir dedim. Gelmedi. 10 dakika geçti. Gelir dedim. Gelmedi. Yarım saat geçti. Yine gelmedi.

İstememiştir dedim. Seninle konuşmak istememiştir. Sana gelmedi oğlum. Asya sana gelmedi. İçimde uçan kelebekler teker teker ölmeye başladı. Kırılmış hissediyordum. Olsun diyip eve gitmek için ayaklandım.

MANOLYA (ARA VERİLDİ)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin