Bölüm 12: Asa ya da Defter

12 1 1
                                    

               Kendimi sonuna dek zorladım ve koşabildiğim kadar hızlı koştum. Ormandaki sık ağaçlar ve onların geniş, toprağın dışına taşmış kökleri de bana hiç yardımcı olmuyordu. Arkamda bana öfkeyle bağıran Kartal'ı duyuyordum ve bu da bana tehlikenin boyutunu hatırlatıyordu. Eğer tökezlersem... Ne olacağını bilemiyordum.

Asasını alma düşüncesi aklıma ilk geldiğinde bunun çılgınca olduğunu biliyordum. Ama nedense bu, beni eğlendirmişti. Belki de karakterleri kağıt üstünde görmeye alıştığımdan bana gerçekçi gelmiyorlardı, belki de bana gerçekten bir zarar verebileceklerini düşünmüyordum, bilemiyorum. Ama yaptığımdan da pişman değildim. Hatta şu anki durum bana o kadar komik geliyordu ki koşuyor olmasam kahkahalarla gülerdim.

"YAZAR!" Kartal arkamdan bağırmaya devam ediyordu. Çok öfkeliydi. Öfkeyle kükrüyor, o her bağırdığında neredeyse yer sarsılıyordu. Korktuğumu hissetsem de koşmaya devam ettim.

Kısa bir süre sonra bağırışlar ve ayak sesleri iyice yaklaştı. Her ne kadar önde başlasam da bu koşuya, Kartal çok hızlı koşuyordu ve ben de uzun süredir böyle koşmadığımdan yorulmuştum. Nefes nefese kalmıştım, devam etmeye çalıştım. Aniden bir bağırış duydum:

"Çekil üstümden!"

Tehlikeli olduğu bile bile, merakıma yenik düştüğümden durdum ve arkamı döndüm. Hena, Anka Kuşu'na dönüşmüş bir şekilde Kartal'ı gagalıyordu. Kartal yumruklarını havaya savurarak onu defetmeye çalıştı. Hena büyük bir çeviklikle sağa sola kaçarak yumruklardan kurtulmayı başarıyordu. Kartal en sonunda öfkeyle bağırarak sert bir yumruk attı. Yumruğu Hena'ya denk gelince Hena acı dolu bir sesle öttü ve süzülerek yanıma indi. Yeniden insana dönüştüğünde acıyla yüzünü buruşturarak kaburgalarını tutuyordu.

"Gerçekten sinirli." diye mırıldandı. Sanki biraz şaşırmış gibiydi. Galiba her şey ona da biraz gerçek dışı geliyordu.

"Siz!" Kartal bağırarak bize döndü. O da koşmaktan ve öfkeden nefes nefese kalmıştı. "Her şey sizin yüzünüzden. Senin yüzünden..." Hena'ya baktı ve sanki bir şey söyleyecekmiş gibi ağzını açtı. Ama yarı yolda duraksadı ve sustu. Artık o sakin halinden eser kalmamıştı. Yüzü kıpkırmızıydı ve gece mavisi gözleri alev saçıyordu. Derin bir nefes alıp bana döndü yavaşça. "Asayı ver."

Aklıma ilk geleni yaparak asayı ona doğrulttum. "Önce sen bana defterimi ver."

Kartal'ın sinirli yüzünde alaycı bir gülümseme belirdi. "O asayı kullanabileceğini mi sanıyorsun yazar?" diye sordu. "Büyü yapabileceğini mi düşünüyorsun?"

"Kim olduğumu bilmiyor musun?" diye sordum ben de biraz alayla. Ardından cevap beklemeden haykırdım: "Felis catus!"

Asanın ucundan koyu pembe renkli kıvılcımlar çıktı ve Kartal'ı hedef aldı. Kartal, bu ani saldırıya karşı hızlı reflekslerle yana doğru kaçtı.

Şaşkınlıkla bir an duraksadım ve asaya baktım. Hayatımda ilk defa büyü yapmıştım ve şaşırtıcı derecede, bu hoşuma gitmişti.

Asayı sağa hamle yapan Kartal'a doğrulttum yeniden. "Felis domesticus!"

Işınlar bu kez daha hızlı ve daha güçlüydü. O kadar ki, Kartal ucu ucuna kaçabildi. Asamı tekrar ona doğrulttum. Kartal'ın yüzünden telaşlı bir ifade geçti.

"Kim olduğumu hatırladın mı?" diye sordum, biraz sertçe.

"Evet." Diye yanıtladı hırıltıyla.

Bu cevabı beklemediğimden bir an duraksadım. Ardından, büyük ihtimalle beni şaşırtmak için bu cevabı verdiğini düşündüm ve asayı yeniden Kartal'a doğrulttum.

"Minus ni..." diye başladım ama aniden bir el, asayı tutan kolumu tuttu. Başımı çevirip baktığımda tutan kişinin Hena olduğunu gördüm.

"Dur."

"Ne...?" Aniden gelen seslerle beni durdurmasının sebebini anladım. Ayak sesleri geliyordu. Onlarca ayak sesi...

"Evet." Diye tekrarladı Kartal gülümseyerek. "Kim olduğunu hatırladım: acemi bir yazar."

Bir anda büyücüler ağaçların arasından bir bir çıktılar. On beş kişi saydım. Ben korkuyla gerilerken Hena hızla önüme geçti ve elini savurup bir kalkan oluşturdu. Derin derin nefes almasından hem sırtı hem de kaburgalarındaki ağrı yüzünden acı çektiğini anlıyordum. Büyücüler mekanik bir şekilde aynı anda asalarını kaldırıp büyüler fırlatmaya başladılar. Büyüler kalkana sertçe çarpıp sekiyordu. Hena yumruklarını sıkıp direnmeye çalıştı ama çok fazlalardı.

Kartal, büyücülerin arasından seslendi: "Son kez söylüyorum: asayı ver, yazar. Yoksa ikiniz için de hiç iyi olmaz."

Hayır, diye düşündüm. Asayı öylece veremem. Ya defterim? Defteri almazsam çok daha kötü şeyler olabilirdi. Hızla düşündüm. Aklıma aniden gelen bir fikirle derin bir nefes aldım ve kalkanın ardından bağırdım: "Tamam, asayı vereceğim!"

Kartal başını hafifçe büyücülere doğru salladı ve büyücüler anında durdular. Hena şaşkınlık ve rahatlamayla derin bir nefes verdi. Ellerini indirdi ve kalkan kayboldu.

Kartal yavaşça yanıma yaklaştı. "İyi bir karar, yazar."

Asayı ona uzattım. Kartal elini uzattı. Tam eliyle tutacaktı ki geri çekildim ve asayı iki elimle tutup bükmeye başladım. "Geri çekilin!" diye haykırdım. "Yoksa asayı kırarım."

Kartal şaşkınlık içinde geriye doğru sendeledi. Arkasındaki büyücüler de yavaşça geri çekildi. "Buna izin veremem!" diye bağırdı.

"O zaman bana defterimi ver, Kartal."

"Hayır." Dedi Kartal kararlılıkla. "O benim planımın başında geliyor. Onu sana veremem!"

Meydan okurcasına ona baktım. "Ya asan ya da defterim. Karar basit. Birini seç."

Kartal gözlerini kırpıştırarak bir bana, bir de elimdeki asaya baktı. Asasını seviyordu ve onu istiyordu ama defterimi daha çok istiyordu. Onun getireceği gücü istiyordu. Anlamıştım, defterimi geri vermeyecekti. Onu bu yolla alamayacaktım.

Minik bir hareketle asayı kırdım.

Asa, minik bir dal parçası gibi "çıt" sesiyle kırıldı. Kırılan iki parçanın arasından buhar gibi, mavi bir gaz çıktı. Gaz sessizce havaya yükselirken herkes onu izledi. Havaya karışıp yok olmadan önce de, sanki teşekkür edermiş gibi hafifçe parladı.

Ormanda ölüm sessizliği vardı.

Kartal'ın yüzü bembeyaz olmuştu. Sanki bir parçası yok olmuş gibiydi. Düzgün yüzü acıyla kırışmıştı. Her an ağlayacakmış gibi duruyordu. Derin bir nefes aldı. Bütün büyücülerin gözü üzerimdeydi. Biraz da korkuyla, Kartal'ın yapacağı hamleyi bekledim.

"Demek öyle." Diye mırıldandı. Sesi titriyordu. "Hikayenin böyle devam etmesini istiyorsun demek ki."

Büyücülerden birisinin asasını elinden kapıverdi ve havaya kaldırdı. "Anura." Diye fısıldadı ve saniyeler içinde gerçek bir Kartal'a dönüşüp uçarak uzaklaştı. Şaşkınlık içinde diğer büyücülerin de aynı büyüyü yapıp farklı hayvanlara dönüşmelerini ve uçarak uzaklaşmalarını izledim. Sona kalan ve Kartal'ın asasını aldığı büyücü de bize sert bir bakış atıp koşarak ağaçların arasına daldı.

Kurtulmuştuk.

Ben HenaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin